1. duygu, his, içses.. ne dersek diyelim. insan, düşüncelerini kelimelere sığdırıyor da acaba duygular anlatılabilir/aktarılabilir mi?

    bu soruya kitapların, şiirlerin, insan için ayrı bir anlam ifade eden anların anlatımını yapmaya çalışırken ulaştım. kısaca, ben insanlara duygularımı anlatabilmiş gibi gelmedim. acaba bu, imkânsızlıktan mı?
  2. duygular anlatılabilir, herkesin anlatım dili aynı olmaz ama herkes davranışlarında bunu gösterebilir, istediği duyguyu da bu şekilde çok rahat karşısındakine yansıtmış olur. boşuna dememişler sen sus gözlerin konuşsun diye.
  3. bazen kişi, kendi duygularını anlatırken dahi eksik bir tanım içerisinde olabilir. bu açıdan bakıldığında duyguların kelimelere sirayet etmiş hallerinden çok; bizde bıraktığı hisse kulak vermek gerekir. o his işte yanıltıcı olmaktan öte, en doğru izahı barındırır kendi içinde.
  4. gözyaşlarından daha samimi bir şey olamaz!
  5. elbette anlatılabilir, kelimelerle de ifade edilebilir. fiziksel acıyı tarif etmek gibidir biraz. zordur. anlatırsın bir şekilde ama karşı tarafa aktarmış olur musun, o biraz da karşı tarafın aynı duyguyu yaşamış olmasıyla alakalıdır. nasıl ki ben hayatında hiçbir kemiği kırılmamış bir insan olarak bir başkasının kemiği kırıldığında yaşadığı acıyı ancak hayal gücüyle anlamaya çalışırım, duygu anlatımı (daha doğrusu aktarımı) da öyledir. bahsettiğin duyguyu yaşamışsa karşıdaki, şıp diye anlayıverir seni.
  6. anlatılabilir! hatta beyinde sırf bunu yapmak için bazı nöronlar var. bunlara ayna nöronları deniyor. şu bebeklerde çok fazla olup, seri katil ve psikopatlarda olmayan nöronlar.

    bu nöronlar karşınızdaki insanı gördüğünüz zaman onunla empati yapmanız için tasarlanmış nöronlar. birisi kendi eline çekiçle vurursa, siz de elinizi çekersiniz. birisi ağlıyorsa, siz de kötü hissedersiniz. çok güleç bir insanın yanında siz de gülmek istersiniz.

    işte böyle çalışıyor. lakin biz anlatmak fiilini hep "sözlerle" anlatmak için kullandığımızdan, duygular sözle anlatılmaz gibi geliyor. oysa söz olmadan da tek bir bakış, tek bir hareket ile karşıdaki insana duygularınızı aktarabilirsiniz. farkında bile olmadan hem de.
  7. anlatılabilir, gösterilebilir ve genellikle minicik şeylerle yapılır bence. bi insanı ne kadar çok sevdiğinizi ona çok para verdiğiniz bir hediye alarak değil de ondan habersiz çantasına attığınız bir notla ya da en sevdiği çikolatayı hiç beklemediği bi anda cebinizden çıkartarak gösterebilirsiniz. burada önemli olan aldığınız çikolata olmaz zaten karşınızdaki için, neyi sevdiğini bilmeniz olur. ya da ne kadar mutlu olduğunuzu kocaman bi sarılmayla, ne kadar üzgün olduğunuzu başınızı omzuna yaslayarak... yeter ki anlatılmak istensin. değil mi?
  8. eğer anlatılacak taraf da o duyguyu daha önce yaşamışsa anlatılır. diğer türlü mumkün değil.
  9. anlatılmaz, hissettirilir.
    duyguları anlatmada kelimeler gülünç derecede basit kalır. var olan, var olmuş da göçüp gitmiş, ileride var olacak tüm diller birleşse bile anlatamayacağımız şeyler var. tasvirler, metaforlar, benzetmeler vb her şey sizi duygulara ancak yaklaştırabilir; asla aktarabilmenizi sağlayamaz.
    yani bazı şeyler sadece hissetmeye özgüdür. birkaç kelime sıralamak, boş bir çaba olmasının yanında; onlara yapılan hakarettir.
  10. anlatılmaz da hissettirilemez de.
    mesela benim bazı favori şarkılarım var ne zaman dinlesem o şarkıya ait duygular hissettiriyor.
    ama bu öyle içim okşandı şeklinde bir şey değil.
    bildiğin şarkının kendine ait dünyası var.
    mesela ben o duyguyu asla karşıdakine anlatamam çünkü ben de kelimelere dökemiyorum.