1. harika, insanın içine işleyen dizeler.

    ellerin avucumda iki ateş damlası

    çiçeğinde yeni yeni kamaşan zerdalisi ömrümün,
    gülüşümde çekirdeği sertleşmemiş ilk çağlam,
    kızım benim, nazım benim,
    gurbetelde sazım benim,
    yalazlanmış can tanem,
    körpe dalım bir tanem..
    sisini gözlerimin, içimdeki dumanı
    seziverdin de sanki
    acılandın uykunda,
    sızlandın huysuzlandın..
    dudakların kurumuş, ter içindesin yavrum!
    kolsuz kanatsız kalmış
    geceden beri başucundayım..
    çırpınarak anlamını arayan binlerce sözcük
    kabukları koparılmış yaralar gibi
    uğulduyor beynimde..
    itiraf etmeliyim ki yavrum
    çekip gitse de bir bir
    ekmeğe, özgürlüğe,insanlık ve hayata dair
    içimi dişleyen düşünceler,
    senin bir gülücüğün şimdi
    yaşamam için bana yeter.
    geceden beri başucundayım..
    işte, sabaha dayandı gün!
    aşsız, işsiz, kuruşsuz
    bir ıssız bayırdayım.
    bebeğim, canımın kıvırcığı,
    boranda fırtınada sürgün vermiş tomurcuk,
    üzüm tanem, nar tanem,
    acar yanım, bir tanem..
    kim kime, dum duma bir tufandayız;
    günlerin ağzında kara bir gül
    dikenleri tenimize dayanmış;
    ürkütülmüş, sarılmış, acıyla sınanmışız..
    inim inim uykunda nasıl da yalnız
    yanıyor yüzün yavrum,
    yüreciğin kaşlarında tütüyor,
    ellerin avcumda iki ateş damlası,
    tutuşmuş rüyaların, sesin duyulmaz,
    kendi kollarımızdan başka
    saranımız yok bizim..
    yazım benim, güzüm benim,
    yemin olmuş sözüm benim;
    sana kuş bulmalıyım
    sana düş bulmalıyım
    gidip iş bulmalıyım..
    koynunda çırpınırken böyle çaresiz
    kahrınla tanıştırdın bizi ey hayat
    zehrinle tanıştırdın;
    alışılmaz bildiğimiz nefrete alıştırdın!
    onurumuz:
    senin için sakladığım tek servetim bu yavrum;
    süt olmaz, aş olmaz, iş olmaz onurumuz..
    sızım benim, gizim benim,
    gurbet elde izim benim;
    ateş almış taş altında kalmışız,
    gün olur hesabını sorarız elbet.