-
benefşe, itidal, muhteris, intizar, inkişaf, inkılâp, kukuleta, mütemadiyen, riyaziye, rüya, sur, sözcük, senet, umman, çağla, çapsız, ruhanî, semâvi, şems, kamer, ur, fesleğen, mum, ehemmiyet, zaruriyet, mahkumiyet, çiğ ve sair, ve sair, ve saire... -
"kariben"
şu an çevirdiğim ve editörlükte dahil her şeyini yaptığım eserde ve çevirdiğim diğer osmanlıca eserlerde sıkça geçen kelime. anlamı: "bir zaman sonra, yakın vakitte, çok zaman geçmeden"
nedense kariben kelimesi geçince bi mutlu oluyorum. hanyayı konyayı yakında anlarsın, anlarlar, anlarız, anlaşılır gibi bi sonuça varıyorum. güzel bi kelime. -
naif -
barış