1. fiyatlar genel düzeyindeki sürekli ve hissedilir artışlar. üniversitede papağan gibi ezberlediğimiz ilk şeylerden biri sanırım. paranın satın alma gücünü düşüren bir şeydir bu lanet olgu. talep yönlü ve arz yönlü olmak üzere iki çeşittir efenim. bugünkü merkez bankalarının çoğu talep yönlü enflasyon olgusundan söz eder. para politikalarındaki amaçları buna göre belirleyip buna uygun araçlar seçerler.
    talep enflasyonu, para bolluğunda ortaya çıkar. paranın bollaşmasıyla toplam talebin artması ve akabinde fiyatlar genel düzeyinin de artmasına neden olur. bundan kurtulmak için toplam talebi baskılamak gerekir.
    arz yönlü enflasyon(maliyet enflasyonu), maliyetlerde meydana gelen artışlar sonucu meydana gelir. emek, sermaye vb. üretim faktörlerinin fiyatlarında meydana gelen artış temel sebeptir.
    enflasyonu basit olarak böyle tanımlayabiliriz.
    türkiye cumhuriyeti merkez bankası da talep yönlü enflasyonun olduğunu söyler ve buna göre para politikası araçları seçmiştir. ülkemizde talep yönlü mü arz yönlü mü enflasyonun olduğu tartışılır tabi ki. mahfi eğilmez'in bu konuyla ilgili kendi sayfasında bir yazısı var onu okumanızı tavsiye ederim.
  2. %5'in altına inmesi şart değildir. %10 civarında tutarak makul bir büyüme-istihdam patikası inşa edebilirsiniz.
    mutlu
  3. genellikle talep şişkinliğinden ve maliyet masraflarının kabarmasından ileri gelen, paranın değerinin düşmesine, fiyatların yükselmesine, ekonomik dengenin bozulmasına yol açan ekonomik olaylardır.
  4. ülkemizin yıllar sonra yeniden temel sorunları arasına giren sorunudur. aslında hep vardı ve halı altına süpürmüştük ama şimdi halı altında yer kalmadı sorunlarımızı süpürecek ve enflasyon deflasyon karışımı bir sorun yaşıyoruz. bu ay açıklanan rakamlara baktığımızda son 15 yılın en üst düzeyine de çıktı artık, durdurabilecek miyiz bu hızlı yükselişi bakalım?

    ekim ayı ve yıllık rakamlar için tıklayınız