1. belli bir alanda yetersizlik yaşayan bireyin, toplumun önüne çıkardığı engellerin varlığı neticesinde "kazandığı" sıfattır. öyle ki gözleri görmeyen ya da yürüyemeyen birey temelde engelli değildir, yaşamda önüne çıkarılan fiziksel ve sosyal sıkıntılar sonucunda birey kendi başına evine varamadığında, okuluna gidip dersini dinleyemediğinde engelli olur.

    bu durumda, engelli olan neden şahsın kendisidir, o kısmı ben tam çözemiyorum. bedensel ya da zihinsel yetersizlikleri olan bireyin yaşamını zorlaştıran -kolaylaştırmayan demiyorum- toplumun kendisine engelli toplum desek daha iyi olmaz mıydı sanki?
  2. her sağlıklı insan bir engelli adayıdır. dolayısıyla meseleyi kendimizden çok da uzaklaştırmamak lazım.
  3. dün okulumda mezuniyet töreni vardi. ve bu törende engelli iki arkadaşa yapilan cok kotu bir muameleye şahit oldum. sizlerle de paylasayim.

    ilk olarak her bölümün 1.lerini sahneye aldilar. hangi bölümden oldugunu unuttugum bir kadin arkadasimizin bacaklarindan engeli vardi. kisaca zorlukla yuruyordu. sahneye cikan her 1. arkadaş normal bir sekilde alkislandi. bu engelli kadin arkadasimiz sahneye cikar cikmaz ailelerden ogrencilere hocalara kadar alkis kiyamet islik koptu gitti. millet cildirmis gibi alkisliyor kadini. kendisi o kadar uzuldu ve sinirlendi ki bu duruma gormeniz gerekirdi yuzunu. en ufak bir tebessum, mutluluk yoktu yuzunde. hakliydi cunku. alkislarla cigliklarla resmen kiza basbas bagirdilar "sen normal degilsin! bu bacaklarla bölüm 1.si oldugun icin iki kat fazla alkisi biz normal insanlardan hak ettin." diye ...

    gelelim ikinci vakaya. o da hukuk fakultesi ögrencisi görme engelli bir erkekti. herkes sahneye cikiyor tek tek, adi okunuyor, belgesini alan yerine geciyor. alkislar normal duzeyde. bu gorme engelli arkadas sahneye bir cikti hocasinin yardimiyla. sesleri duymaniz lazimdi. ayni alkis ciglik tufani...

    bu iki arkadasa yapilanlar hoş mu gercekten ? insan nasil bu kadar dusuncesiz, hosgörüsüz, empatiten uzak olabilir ki. o kizin o alkislardan sonra kafasini kaldirip amfideki insanlara attigi donuk bakisi hic unutmayacagim.
  4. ülkedeki 8 kişiden 1'i engelli. çoğu hayata katılamıyor. okumayı çalışmayı geçtim doğru düzgün sağlık hizmeti alamıyor. önemli bir kısmı haklarının dahi farkında değil.

    her gün her dakika engelli olma ihtimalin var.

    evdeyken yemek yaparken gaz kaçağından patlama olabilir banyo ederken ayağın kayıp düşebilirsin balkonda otururken kaza kurşunu isabet edebilir. evden çıkıp işe okula alışverişe gezmeye sinemaya herhangi yere gittiğinde başına trafik kazası gelebilir caddede yürürken başına inşaat malzemesi düşebilir. eyleme katılırsın kafanı gözünü çıkarabilirler. maça gidersin bıçaklanabilirsin kalabalıkta ezilebilirsin. saymakla bitmez...

    bunlar mümkün hatta muhtemel.
    mutlu
  5. sakat kelimesinden daha düşünceli bir kelime. zira zihinsel ve fiziksel olarak ayrım yapılabiliyor. sakat ise durumu kestirip atıyor. ya sakatsınızdır ya da değilsinizdir. oysa ya fiziksel engellisinizdir ya da zihinsel engelli.

    engeller ikiye ayrılı:

    fiziksel engeller.
    zihinsel engeller.
  6. ne kadar bana özgü bir yaklaşım bilmiyorum ama özürlüye kıyasla daha kısıtlayıcı. söyleniş olarak daha kibar fakat anlam olarak engellilerin hissetmek istediği gibi bir anlamı^:engel değil*^ yansıtması 'özürlü'ye oranla daha başarısız.
    sde
  7. ulaşmakta zorluk çeken kişi.
  8. yıllar önce çeviri dersime giren öğretmenim anlatmıştı; bacağı olmayan bir yazar arkadaşı kendisine engelli denmesinden nefret ediyormuş. israrla sakat olduğunu ama bunun ona engel olmadığını düşündüğünden engelli kelimesini kabul etmiyormuş. aslında çok mantıklı. engelli kelimesini sakat kelimesinin yerine kullanıyoruz niye sakat toplumda kötü biliniyor vs vs. allasen toplumu iyi bilen var mı? eğer kişiye engel değilse, engel olduğunu düşünmüyorsa bu kelime kullanılmamalı.