1. "oysa hepsinin ötesinde en büyük hatam kafamda bitirdiğim ve bir gün mutlaka söyleyeceğim dediğim şeyi ertelemekti. ertelemek. sanki yarınınızdan eminsiniz gibi verdiğiniz o karar..."
    (son ders aşk ve üniversite)

    hiçbir şeyi ertelemeyin. alarmı bile..
  2. hayatım boyunca üşenmeden yapacağım tek eylem, hatta bazen üşenmeyi bile erteliyorum.
  3. hayatımdaki en beğenmediğim özelliğim, tam bir hastalık. alarm, çalışma, yazma, açılma vb. eylemsizliğime çomak sokacak ne varsa hepsini erteledim erteliyorum. sahip olamadığım birçok şeyin sebebi.
    a
  4. erteleme üzerine atasözlerimiz konuya açıklık getirmiş:

    "bugünün işini yarına bırakma!"
    ancak şöyle bir söz de kulağa hoş geliyor:

    "yarın dururken bugün neden iş yapayım?"
    seçim bizim, hangisini beğenirsek beğenelim. konuyla ilgili olarak
    psikiyatrist ilker küçükparlak erteleme üzerine şöyle bir fıkradan bahsediyor:

    danışanları etiketleme ve nesneleştirme pratiğine yönelik komik olmayan ama akılda kalan bir fıkra vardır: “danışan randevusuna erken geliyorsa bağımlı ve kaygılı kişilik yapısına sahip, zamanında geliyorsa obsesif, geç geliyorsa pasif agresif demektir.” danışanın zamanla ilişkisinde hiç şansı yok, bir kategoriye ait olacak.

    velhasıl erteleme insanı rahatsız eder. yapılacaklar listesi hazırlama ve karşılarına tik atma insana manevi bir huzur da veriyor.
  5. kendime kızdığım, küfürler ettiğim, en sevmediğim 2 özelliğimden biri. ders çalışmam gerek, boşver konuyu zaten biliyorum. buluşmaya gitmem lazım, yetişirsin oturmaya devam et.
    havaalanına kalkıştan 1 saat önce gitmem gerek, 1 sa. 15 dk önce evden çıkıp uçağa yetişmeye çalışıyorum(bir çok kez uçağı kaçırdım). bi insan diplomayı almayı erterle mi, bu benim. okul bitmiş, gidip diplamayı alabilirim ama yine erteledim. birçok kez başıma bela açmışlığı da var.

    tembellik, üşengeçlik ve ertelemek... bu genlere, özelliklere lanet olsun.
  6. çoğunlukla eş anlamlısı hayat olarak kullanılır.
  7. geleceği planlarken başımızdan geçenlerdir demiş ya birisi, ötelemeyi de bir tür planlama görüp ertelerken başımızdan geçen ertelenmemişler desek de olur heralde...
    mutlu
  8. bazen hayatı daha yaşanılabilir kılar.
    abi
  9. ertelemek, tembelliğe çok yakın ama bir o kadar uzak olan eylem. tembellik daha çok bir karar, bir duruş olarak yorumlanabilir. hayatın bize dayattıklarına karşı bir duruş olarak sergilenebilir. hatta bu konu hakkında paul lafarguenın tembellik hakkı tavsiye edilebilir.

    fakat ertelemek ise, geri dönüşü olmayan bir yol gibi geliyor bana. ertelenen eylemin, domino taşları misali sizin başka konuları da erteleme zincirine sokacaktır. ertelemek zamanın bir sonucu olduğu için, ertelememeli hatta yetişmeye çalışmalı. neye yetişmeye çalışacağınız da siz belirleyeceksiniz, zira ömür bir kelebek ömrü misali.