1. insanoğlunun yüzyıllardır anlamadığı bir şey varsa, o da eşitliğin "gerçek" anlamda asla var olamayacağıdır.
    hindistan'da bir "parya"nın doktor kızıyla evlenmesine izin verilmediği,güney afrika'da apartheid "kaldırılmasına" rağmen siyahların %80 inin aclik sınırında olduğu,arap coğrafyasında intihar saldırılarının peynir ekmek yapıldığı bir dünyada nasıl eşitlikten söz edilebilir ki?

    eşitliğin bütün prensiplerinin gerçekleşmesi ütopyadan,hayalden başka bir şey değildir.
    insanlık tarihinde çığır açacak bir fikir,bir icat için bile bu prensiplerden ödün verilmesi gerekir,zaten insan doğası da bunu gerektirir.
    dolayısıyla,son bebek öldürülene, son silah patlayana, son kadına tecavüz edilene kadar "eşitlik" bu coğrafyaya asla ugramayacaktır.
    çünku bu meseleden sorumlu olan herhangi bir yaratıcı veya cansız bir varlık değil,insanın ta kendisidir.

    ne yazık ki bu ütopya tarihte bazı insanlar tarafından "kızıl elma" olarak kullanılmıştır,kitleleri peşine takan insanoğlunun emelleri gerçekleşince,geriye kalan elma değil çekirdeği olur.sonra bu olay bir kez daha olur,bir kez daha....

    yani eşitlik sadece bir hayal değildir,insanlığın utancıdır.
  2. eşitliğin sağlanması adaleti değil, adaletin sağlanması eşitliği sağlar.