• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
eski istanbul kabadayıları; sayılı fırtınalar - refi cevat ulunay
''takvimlerde nasıl, kırlangıç fırtınası, ayandon fırtınası, çaylak fırtınası gibi sayılı fırtınalar varsa, istanbul'da da o devirde üç sınıf sayılı fırtına vardı:
külhanbeyler,
tulumbacı kabadayıları
efendi kabadayılar
külhanbeyler makbul sayılmazdı. hatta kabadayılar birini küçültmek isterlerse: ''külhanbey'' derlerdi. bunlar, başlarına sıfır kalıp siyah fes giyerler, sırtlarına altından sakız kuşağı görünen camadanvari yelek, yardan ayrıldım biçiminde yakası büzmeli siyah gömlek, bacaklarına bol paçalı pantolon, ayaklarına da arkası basık yumurta ökçeli kundura giyerlerdi.tulumbacı kabadayıların bütün kabadayılık tezahüratı, tulumbacılık sahasına münhasırdı, onlar kendi alemlerinde yaşarlardı.
bunlardan başka bir de rum kabadayıları vardı. bunlar kabadayıdan ziyade vurucu, kırıcı kasa hırsızları idi. her şeyden evvel namuslu adam olmak iddiasında olan şehir kabadayılarına bu güruhu karıştırmak doğru değildir. istanbul'un eski kabadayılığı bir nevi şehir şövalyeliğidir. istanbul şövalyeliğinin kendine mahsus kanunları, raconları vardır. bu adamlar kendi terbiyelerine göre, adaletleri ve ülfetleri ile koydukları kaidelere riayete mecburdurlar. zayıfı, bilhassa ırz ehlini himaye ederler, çizdikleri yoldan ayrılmamaya dikkat ederler.
''madara'' olmaktan çok çekinirler. dostları ile buldukları mecliste sabahlara kadar içerler, fakat sululuk yapmazlar, kendilerini kaybetmezler. gülerler, oynarlar, sohbetlerine doyum olmaz. devamlı münasebette bulundukları kadınlar, arkadaşları için namahremdir, ona kötü niyetle bakmaya gelmez. güzel kadına bayılırlar, kazandıklarını kazanacaklarını yedirmekten sonsuz bir zevk duyarlar'' (alıntı)

Sonuç bulunamadı.