1. aristoteles'in mutluluk ile ilgili felsefi çıkarımlarında kullandığı yunanca olan bu sözcük, bazen "mutluluk" bazen "serpilme" ya da "başarı" anlamında kullanılmaktadır. eudaimonia, kakaolu bir dondurma yediğinizde ya da tuttuğunuz futbol takımı en önemli maçını kazandığında hissettiğiniz, tattığınız hoş hislerden çok daha fazlasıdır. gelip geçici mutluluk anları ya da kendinizi nasıl hissettiğinizle ilgili değildir. bundan daha nesnel bir duygudur. aristoteles'e göre hakkında bilmediğimiz şeylerin, hatta ve hatta ölümümüzden sonraki olayların bile, eudaimoniamıza katkıda bulunabileceğine inanıyordu. mesela bir ebeveyn olduğunuzu düşünün ve mutluluğunuz kısmen çocuğunuzun geleceği için beslediğiniz umutlara dayansın. çocuğunuz sizin ölümüzünden sonra ciddi bir hastalığa yakalanırsa, eudaimonianız bundan etkilenecektir. hatta siz hayatta olmasanız bile çocuğunuzun hastalığından haberdar olmasanız bile yaşamınız kötüye gitmiş olacaktır. özetle, kontrolünüz ve bilginiz dışındaki olaylar eudaimonanızı yani dolayısıyla mutluluğunuzu etkilemektedir.
  2. yakın bir çevirisi "saadet" olacaktır fakat yine de tam olarak anlamını karşılamaz. platon ve sokrates'in de üzerine düşündüğü kavram aristoteles için insanın ulaşabileceği en üst, asli mutluluktur. aristoteles nikhomakhos'a etik kitabında eudaimonia'ya ulaşmanın yolları üzerine akıl yürütmüştür.
  3. eski yunanca'dan gelmiştir, eudaimonikos çıkışlıdır (eu ve daimon). net bir çevirisi olmasa da mutluluğa elverişli, soyut mutluluk, mutluluğa yakın gibi anlamları içerir. hatta bazı çevirilerde mutluluk yerine esen kelimesi kullanılır.