1. 5 Ocak 2015'te intihar ederek yaşamına son veren genç fidan.

    Eylül'den bahsetmesem olmazdı.. Bahsetmesem ibnelik yapmış olurdum.. Kötü bir şey değil mi? İbnelik yapmak.. Çünkü ibne demek kötü bir şey demek..

    İşte aynen şu ilk satırlarda yazdığım gibi düşünüyordum Eylül'ü izleyinceye kadar.. Pek çok kişi bir travesti intihar etmiş.. Ucuz bir üçüncü sayfa haberi gibi düşünüyordur.. Az çok eminim bundan.. Zaten bizim en büyük problemimiz de budur ya hani.. Böyle düşünenlerin çoğunlukta olması.. Neyse derin konular..

    Eylül'ü tanımıyorum.. Bu görüntüleri izleyene kadar Eylül'ü bilmiyordum da.. Eylül'ün varlığının benim için hiçbir önemi yoktu. Eylül ile herhangi bir bağım, iletişimim yoktu.. Tıpkı uçurumda yaşam mücadelesi veren, haberimin bile olmadığı bir ağaç gibi..

    Ama burada bir tezata düştüğümün farkına vardım.. Ortada bir tezat varken; yanlış giden bir şeylerin varlığını anlamak pek de zor olmuyor.. Varlığı benim için zerre önem arz etmeyen aynı Eylül; beni yokluğuyla derinden yaralamıştı.. Güzel mumu 1992'de yanan genç fidan, 2015'e kadar dayanabilmişti bu ağırlığa.. Yaşadıklarına.. Yaşamak zorunda kaldıklarına..

    Toplum tarafından dışlanmaya.. Yalnızlığa itilmeye.. Hakkında olabilecek en kötü kaderlerden biri ile yüzleşmeye.. Bu kadar dayanabilmişti.. Bizi mutlu etmek için daha ne yapabilir? İşte bakın.. İğrenç bir travesti kendini boğaz köprüsünden atarak öldü.. Lütfedip cenazesini kaldırmışız ortalıktan ya.. Düşünüyorum da onu da yine kendi keyfimiz bozulmasın diye yapmışızdır..

    Ne dünya be arkadaş.. Şu güzelim fidan; ne yaparsa yapsın yaranamamış koca dünyaya.. Nasıl davranırsa davransın yettirememiş.. Memnun edememiş kimseyi.. Tamam, pes dediğinde bile olmamış.. Ölümüyle bile doymamışız..

    İşin en komik yanı ne biliyor musunuz? Kabul edin veya etmeyin ne fark eder ki.. Eylül öldü.. Olan oldu.. Bitti.. Ama bundan biz sorumluyuz.. Hepimiz.. Biz hep birlikte el ele vererek Eylül'ü öldürdük.. ve berbat olan; bu toplumsal cinayetlerin tek kurbanının Eylül olmaması.. Eylül gibi, ismini bilmediğimiz, ölüm haberini dahi alamadığımız nice çiçeği henüz baharında soldurduk..

    Evet hepimiz sorumluyuz.. Nasıl mı? Ya şeyi falan geçtim hani demiycem ki yanı başımızda duran bu insanlara bir kere sordunuz mu nasılsınız diye.. Bunlar falan çok romantik.. Siktir ettim.. Ama en ucuzunda bile; biz bir arkadaşımıza şakasına veya ciddi olarak her 'ibne' deyişimizde bu cinayeti işliyoruz.. Damla damla her anından sorumlu oluyoruz..

    Buyrun; Eylül Cansın.. Duyabileceğiniz, temas edebileceğiniz en güzel isim.. Soğuk, karanlık, göz alabildiğine hüzünlü bir ölümün en güzel adı Eylül Cansın..

    Affet bizi Eylül.. Lütfen affet..
    Ruhun şâd olsun..

    www.youtube.com/watch?v=ejZZWw0AuK4
    beyaz