fi


    • izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (5.79)
fi
bir adam bir kadını sever ve dünya değişir. ama hayatı kökten değiştiren, aşkı değil, aşkına ulaşabilmek için cesaret edebildikleridir. o kişiye duyduğu aşkın acımasızlığında öylesine büyük fırtınalar başlatır ki, sonunda, dokunduğu her şeyi yıkar. ve bazen... hayatın kendini yenilemesi için önce her şeyin yıkılması şarttır.
azra kohen’in çok satan “fi-çi-pi” üçlemesinden nüket bıçakçı tarafından senaryolaştırılan, başrollerinde ozan güven, serenay sarıkaya, berrak tüzünataç, mehmet günsür ve büşra develi’nin yer aldığı, tutkunun peşinden koşanların, yanma pahasına ateşe uçanların ve acıdan geçerek süregelen yaşama karşı dik duranların hikayesi.


  1. dün yeni bölümü geldi taze taze.. bazı yorumlara baktım klişe bir hal aldı denmiş ama bence durum öyle değil. herkes artık birbirinin neler yapabileceğinin farkında, farkına varmayı çoktan aşmış. şimdi ise kartlar açılıyor, daha da çok saçılır gibi.

    son dönemlerde yaptıkları bir kaç vurgu var; onlara değinmek istiyorum.

    ilki hayvanlara uygulanan işkence ve taciz. hoş bu taciz kısmına ben alışamadım, öyle iğrenç ya da açıklayamayacağım bir hali var ki. işte tam burada, tacize uğrayan hayvanlara bir gönderme geldi geçtiğimiz haftalarda. yerleştirme reklamlarından daha manidar olduğu kesin. diğeri ise otizmli çocuklar ve aileleri .. bu da bence güzel olmuş. farkındalık yaratmaları, çok izlenen bir dizi olmanın dışını taşmaları hoş geliyor gözüme.. son vurguları ise kadına şiddet. psikolojik ve fiziksel şiddeti işliyor olmaları, ne kadar bir algı yaratır bilmiyoruz. lakin can manay'ın öğretim görevlisi ve ünlü biri olmanın maskelediği yüzü ile kadınlara yaptığı eziyeti; unvan ve mevki fark etmeksizin nasıl da işlieniyor ve hatta günümüzde yaşanıyor olarak göstermelerini taktir ediyorum. zira bu kısım bilinmeli. pek çok erkek asıl yüzünü gizleyerek eziyet ediyor, tecavüz ediyor, tacize yelteniyor, şiddet uyguluyor ve yasalar, kısmen toplum, yanlarında. aldıkları güç ile devam ediyorlar.

    farkındalık yaratmaya devam etmelerini istiyorum. süre konusunda bence bu derece tüketici olmasınlar. konunun işleyişi yerinde zaten.
  2. ikinci sezonun en heyecanlı bölümlerinden biri oldu 8.bölüm. düğümler yavaş yavaş çözülürken sona gelindiği sinyalleri de verilmiş epey. kitabı okumadım zira gidişatın da bu yönde olmadığını biliyorum. lakin hâlâ izlememiş olanlar varsa gerçekten ön yargılarını bırakıp izlesinler diyorum. çünkü tv de izlediğimiz o sıradanlığı bir nebze olsun, hatta epeyce, kırmış bu işe baş koyanlar. elbette eleştirecek çok yönü vardır, mantık hatası ararsanız bulursunuz. falanları filanları bir kenara itip daha fazla nasıl gelişmiş, bir de o kıyıdan bakmak lazım.