• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (6.00)
final portrait - stanley tucci
paris'e kısa bir ziyarete giden amerikalı yazar james lord isviçreli ressam ve heykeltraş alberto giacometti'nin isteğini geri çevirmez ve bir tablosu için poz vermeyi kabul eder. fakat kısa sürecek iş gittikçe uzar. zaman ilerledikçe ve ortaya bir şeyin çıkmadığını görünce öfkesine hakim olmakta zorlanan lord, zamanla dahilerin kafalarının normalden farklı çalıştığını anlayacaktır...


  1. giacometti kübist, sürrealist, ekspresyonist eserler vermiş bir ressam ve heykeltıraştır. filmde geoffrey rush tarafından harika bir performansla canlandırılıyor. james lord (armie hammer canlandırıyor) bu portre meselesini "bir giacometti portresi" adıyla kitaplaştırıyor, türkçe çevirisi yapılmış ama şu an baskısı yok. parasını harcamayıp oraya buraya saklayan, eserlerini beğenmeyip yakan çılgın bir dehanın hayatından ufak bir kesit...
    "g: sende bir zalimin kafası var.
    l: öyle mi, teşekkürler.
    g: gerçek bir haydut gibi gözüküyorsun.
    l: teşekkür ederim.
    g: seni şu anda göründüğün gibi yaparsam ve bir polis bu tabloyu görürse seni kodese atarlar, işte o kadar.
    l: belki devam etmemeliyiz.
    g: hayır, hayır. sorun değil çünkü seni asla gördüğüm gibi yapmam."

    "g: cezanne son harika ressamdı. kübistlerin onu harifyen takip etmeleri kötü oldu.
    l: kübistler çok hoş şeyler ürettiler.
    g: kimin hoş şeylere ihtiyacı var ki? sonra çıkmaz yola girdiklerini fark edip vazgeçtiler. picasso ve braque gerçekten çok suçlular.
    l: doğru ama picasso yoluna devam etti.
    g: evet, yaşamış olan bütün ünlü ressamları kopyaladı."

    "l: sen hep böyle miydin?
    g: nasıl yani?
    l: yeteneğinden şüphe duyuyorsun.
    g: elbette. her yıl daha kötüye gidiyor.
    l: ama her yıl daha başarılı oluyorsun.
    g: başarıyı artırmak için şüpheden daha iyi ne var ki?"