• youreads puanı (3.67)


  1. 66. uluslararası berlin film festivali’nde altın ayı ödülüne italyan yönetmen gianfranco rosi’nin lampedusa adasına ulaşmaya çalışan mültecileri anlattığı “fuocoammare (fire at sea)” adlı belgesel filmi değer görüldü.

    rosi, ödülü aldığı sırada yaptığı konuşmada, “aklım şu anda lampedusa’ya ulaşamayan insanlarda. bu ödülü lampedusa’daki insanlara adamak istiyorum. 20-30 yıldan beri oraya insanlar geliyor. lampedusa’daki insanlar onlara kalplerini açtılar” dedi.

    avrupa, bir mülteci filmine hem de almanya'da büyük ödül verirken vicdanını aklamaya mı çalışıyor acaba? bir yandan avrupanın her yerinde mülteci kamplarına saldırılar düzenleniyor, ingiltere'de mülteciler damgalanıyor, danimarka'da değerli eşyalarına el konuluyor, almanya'da aşırı sağcı pegida partisi mültecileri itibarsızlaştırmak için kadınlara taciz olayları tezgahlıyor, norveç, isveç, hollanda mültecileri sınır dışı ediyor. türkiye, avrupa ile kara bir mülteci pazarlığı yaparak tüm insan hakları ihlallerine ve pervasızlıklarına göz yumulsun istiyor.

    sanat önemli. bu film umarım, insanların mültecilere karşı hem türkiye'de hem de dünyanın her yerinde ırkçı ve yabancı düşmanı tavırlarını bir kez daha değerlendirmelerine sebep olur.
  2. film ve berlinale jürisi üzerine çok aydınlatıcı bir eleştiri yazısı:

    "Mülteciler için anaakım medyadan fazlasını söylemeyen, onları köhne teknelerin güvertesinde objektife yakalanmış, yüzlerindeki dehşet ifadesi ile orman kaçkını vahşiler gibi resmeden bir film neden Altın Ayı ile taltif edilir?"

    berlinale'den beyaz farkındalık ve mülteciler