furuğ ferruhzad

Kimdir?

füruğ ferruhzad, (farsça: فروغ فرخزاد, forough farrokhzad) (d. 5 ocak 1935 - ö. 13 şubat 1967), iranlı şair, yazar, oyuncu, yönetmen, ressam. iran'ın 20. yy'da yetiştirdiği en önemli kadın şairlerindendir.

füruğ ferruhzad şiirlerinde derin bir yalnızlık duygusu dikkat çeker. bunun yanında, şiirlerinde kadınların sorunlarını da ele almakta, iran toplumunun kadınlara karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirmektedir. bu fikirleri zaman zaman şiddetli tartışmalara yol açmıştır. iran'da kadınların yaşamlarının daha iyi hak ve koşullara kavuşmasını savunmaktaydı. dönemindeki şah'ın despotluğuna da karşı çıkmıştır. şiirleri kimi zaman iran toplumunca erotik bulunmuştur.


  1. "kuş ölür, sen uçuşu hatırla."
  2. aşağıdaki dizeleriyle bir kadının aşkını, tutkusunu, şehvetini, çaresizliğini, bir adamın vurdumduymazlığını çok güzel anlatmış kutsal kadındır.

    benim sesimi taşlarca dinliyorsun
    taşsın hemen dinlediklerini unutuyorsun
    ilkbahar sağanağısın ve pencerenin uykusunu
    dürtü darbeleriyle kaçırıyorsun

    okşayışın yeşil dalı olan elimi
    ölü yapraklarla seviştiriyorsun

    şaraptan daha sapkınsın ve gözü
    yalazlara oturtuyor döndürüyorsun

    ey kanımın bataklığının altın balığı
    hoş olsun sarhoşluğun beni içiyorsun

    sen gün batımının mor derelerisin ve gündüzü
    göğsüne bastırıyor söndürüyorsun

    gölgelerde, oturdu senin furug’un ve uçuklaştı
    gölgelerle onu neden karaya bürüyorsun?
  3. "ellerimi bahçeye dikiyorum
    yeşereceğim biliyorum biliyorum"
  4. 1958 yılında ibrahim gülistan'la tanışır ve dokuz ayını avrupa'da geçirir. şair bu dönemde yaşamının esin kaynağı olan şiirlerine devam eder ve hızla iki kitabını daha piyasaya sürer. bunlardan ilki duvar ve diğeri de isyandır.

    iranlı cüzzam hastalarını ve onların sorunları ile ilgili olarak tebriz'de film yapar. 1962 yılında filmi kara ev adını verdiği filmiyle dünyanın çeşitli yerlerinde ödüller kazanır. film çekimi sırasında cüzzamlılar evinde tanıştığı hüseyin mansur isimli çocuğu evlat edinir.

    1963 yılında füruğ, yeniden doğuş adlı eserini yayınlar. artık şiirde olgunlaşma dönemidir ve sanatsal düzeyi yüksektir. bu kitabıyla şair, iran şiirinde derin ve etkileyici değişikliklere yol açmıştır.

    13 şubat 1967 tarihinde öğleden sonra saat 14.30'da stüdyoya gitmek için hızla seyir halindeyken karşısına çıkan okul aracına çarpamamak için direksiyonu kıran füruğ, aracından fırlayıp, boynunun kırılmasıyla 32 yaşında hayata gözlerini yummuştur.

    modern iran şiirine önemli katkılar sağlayan şairin ölümünden sonra çalışmaları soğuk mevsim adı altında bir kitapta toplandı. michael hillman, yalnız kadın adıyla onun hayatını ve şiirlerini 1987 yılında yayınladı. şairin şiirleri ve yaşamı hakkında daha pek çok makale ve kitap yayınlandı, hayatı filme çekildi.

    iranlı yönetmen abbas kiarostami'nin 1999 yapımı rüzgar bizi sürükleyecek filminin adı, şairin bir dizesinden alıntıdır.
  5. “Düşler ne kadar safsalar o kadar yükseklikten düşer ve ölürler”

    Füruğ yani Farsça “ışık”, çok çekmiş bir şair. Hiçbir zaman tam ülkesine ait olamamış bir karakter… Vatanı ondan çocuğuyla görüşmesini bile esirgemiş. Neden mi? Çünkü İran’da boşanırsanız çocuk erkekte kalıyor ve maalesef Füruğ çocuğunu sonrasında hiç göremiyor! Tüm bunlar yetmezmiş gibi çok genç yaşında; 32 yaşında geçirdiği araba kazasında hayata veda etmiş…

    Ataerkilliğe başkaldıran yapısı ile toplumda da huzursuzluk yaratan kadınlar kategorisinde olmuş Füruğ… Kadınları evlerine kapatan duvarlar içinde; pencereden bakmalarının bile olay olduğu bir yerde kadınlara dikte edilen sorumluluklar ve adanmışlıklar içinde çırpınmış durmuş.

    yazının tamamı için füruğ ferruhzad
  6. "ve bu dünya
    öyle insanların ayak sesleriyle doludur ki
    seni öpüyorken
    kafalarında seni asacakları urganı örüyorlar"
  7. "bir an
    ve sonrasında hiç.
    bu pencerenin arkasında gece titremede
    ve yeryüzü giderek durmada
    bu pencerenin arkasında bir bilinmez
    seni ve beni merak ediyor
    ey baştan aşağı yeşil!
    yakıcı anılar gibi ellerini,
    bırak benim aşık ellerime
    ve dudaklarını
    varlığın sıcak duygusunu
    benim sevdalı dudaklarımın okşayışına bırak
    rüzgâr bizi götürecek
    rüzgâr bizi götürecek."
  8. füruğ ferruhzad'ın babasına yazdığı mektup: burada bir başına olmaktan mutluluk duyuyorum mektup
  9. sıyrılıp geçtiği ya da ömrü boyunca sıyrılmaya çalıştığı ülkesindeki kadınların sesini toplamıştır kendinde.
    ayrı düşmelerden ve kavuşamamaktan, bedeninin,zihninin tümüyle aşk'a ve özgürlüğe yönelmesinden ve bunun defalarca bastırılmasından öyle bir tutku yontar ki...okurken şiirlerini "nasıl hissedilir bunca şey bu yoğunlukta?" dedirtir.
    "ve yaraları aşktan"dır.
  10. arsızlıkla damgalanan boş kinayelere/gülen bendim kendi varlığımın sesi/olayım istedim yazık ki “kadın”dım.

    -oğlum “kâmyâr”a-

    bu şiiri sana söylüyorum susamış bir
    yaz gün batımında başlangıcın bu
    uğursuz yarı yolunda bitimsiz bu
    acının köhne mezarında

    bu sana son ninnimdir yavrucağım
    senin beşiğinin yanında salınır belki bir gün
    bu yaban çığlığım gençliğinin göklerinde yankılanır

    bırak benim avare gölgem senin
    gölgenden uzak ve ayrı kalsın bir gün
    kavuşuruz ve o gün varsa aramızda
    sadece tanrı kalsın

    yaslamışım karanlık bir kapıya acıdan
    kıvrılan alnımı umutla sürüyorum bu
    açık kapıya ince ve soğuk parmağımı

    arsızlıkla damgalanan boş kinayelere
    gülen bendim kendi varlığımın sesi
    olayım istedim yazık ki “kadın”dım

    senin suçsuz bakışların bir gün bu
    başlangıçsız kitaba kayar görürsün
    zamanın köklü isyanı tüm şarkıların yüreğinde açar

    burda yıldızlar hep sönüktür burda
    meleklerin tümü ağlarlar burda meryem
    çiçekleri çöl dikeninden değersiz açarlar

    burda yalan, arsızlık ve riyakârlığın devi
    oturmuş tüm yol ağızlarında uyanmanın
    aydınlık sabahından bir ışık görmüyorum
    gökyüzünün karanlığında

    bırak gözlerimi yeniden doldurup taşırsın
    çiy taneleri kendimden uzaklaştım ta ki
    indireyim meryem’in sili suratından
    perdeleri

    iyi ad kıyılarından kopmuşum göğsümde
    fırtına yıldızı var ne yazık öfkemin alevleri
    hapishane karanlığında kanatlanır

    göz boyayan zahitlerle bilinsin bu annenin
    kolay sürmeyecek kavgasıdır tatlı yavrum
    benimle senin kentin nice yıllardır şeytan
    yuvasıdır

    bir gün gelir hasret dolu bakışların bu
    hüzünlü şarkılara kayar benim anam oydu
    diyerek beni sözcüklerin arasında arar.

    furuğ ferruhzad
    27 temmuz 1957-tahran
    şi‘rî berâyi to/ senin için bir şiir

    füruğ ferruhzad, albay bir babanın despotluğundan kaçarak çocuk yaşta evlendiği şair perviz şapur’un yanında da aradığı hayatı bulamayıp, boşanmak zorunda kalır. oğlu kamyâr’ın velayeti babaya verilip, ölene kadar görme hakkı elinden alınır. 33 yaşında 1967 yılında bir daha oğlunu görmeden bir trafik kazasında yaşamını yitirir.