1. gabriel peri,
    moskova tehlikede değil artık dört günden beri.
    gabriel peri,
    senin bundan haberin yok,
    yok paris'in haberi.
    paris sokaklarında topuklarını bilhassa çarparak yere
    nalçalı çizmeleriyle gezenleri
    moskova kapılarında yendiler.
    paris,
    paris ışık şehri, ihtilâl şehri,
    paris satıldı, paris esir
    ve hapiste gabriel peri.
    gabriel peri, fıransa'nın tulon şehrinde doğdu (1902).
    havada balık kızartması, çam ve yasemin kokusu,
    ışıkta akdeniz'in akıllı maviliği,
    ve limanda, yağlı suyun üstünde
    hantal, ağır zırhlıların çeliği.
    babası, dokların teknik işleri müdürüydü.
    anasının sımsıkı taranmış saçı,
    anasının boynunda gümüş haçı,
    anası dindar.
    914'den 18'e kadar
    gabriel peri dört yılda on dört yıl büyüdü birden.
    ve insanlar öldürürken ve
    öldürülürken dolaştı rıhtımlarda kumral bir çocuk:
    geniş güzel alnında henüz ergenleşmeyen eli,
    gözleri kederli bir sorguyla açık
    kara kehribar gözleri pırıl pırıl öfkeli.
    919'da girdi sosyalist partisine
    ve sonunda 20'nin
    komünist partisi?ni kuranlardan biridir.
    yaktı, karanlık sularda demirli duran,
    yaktı, aydınlığa götürmeyen bütün gemilerini,
    muzaffer çıktı nefsin ıstırabından.
    ve okunur oldu artık bir insanın ömrü
    bir parti, bir memleket ve dünya kitabından.
    beyaz deniz kuşları gibi uçardı kahkahası
    bir liman gibi dumanlı yazı odasında gazetesinin.
    ve her yerde hazırdı çarpan bir yürek gibi kafası:
    habeşistan?da, ispanya?da, çin'de.
    ve insanı sabırlı bir dikkatle bir dinleyişi vardı:
    makası kusursuz elbisesi, piposu, benekli papiyonu
    ve hafif tertip alaycı nezaketinin içinde.
    ve kaç kerre mitinglerde gördük onu:
    insanlara saadeti müjdelerken
    her şeyden dolayı ve her şeye rağmen.
    ve burbon sarayı'nda
    kız kardeşinin ırzı gibi korurken fıransa'yı
    ve gün geldi, dışardan kapıya dayananlarla
    içerden kapıyı açanlara karşı
    ve artık burbon'da değil
    teslim olmayan gecelerin içinde
    ve kaldırımlarda korurken ırzını fıransa'nın
    satılıp yakalandı.
    bu son gecesidir gabriel peri'nin.
    hücreye geldiler demin
    durdular altında elektrik ampulünün:
    parladı apoletleri ve kısa kesilmiş sarı saçları.
    «öleceksin,» dediler,
    «iltica et, hayatın bağışlanır.»
    bunu çıplak bir kılınç gibi açık ve uzun söylediler.
    gabriel peri dikkatli bir sabırla
    ve hafif tertip alaycı nezaketiyle
    dinledi.
    «hayır» dedi.
    tırmanmak bir dağın yamacına
    ve ordan masmavi denizi görmek.
    hayatının amacına sadık kalıp ölmenin sükûneti.
    dostlarına ve yurttaşlarına yazdı son mektubunu.
    lüzumsuz bir tek virgül bile koymadan
    tasnifli, berrak,
    ve sözü doğrudan doğruya söyleyerek
    her seferki dikkatiyle yazdı bunu.
    imzasını attı.
    zarfı kapattı.
    ve dinledi kendi kendini son defa:
    pişman değildi.
    902'de başlayan
    ve bu sabah
    941 yılı aralık ayının on birinde
    bu sabah şafakla bitecek olanı
    elden gelseydi tekrarlamak
    tekrarlardı aynı yerden başlayıp
    aynı yoldan geçerek
    ve yine gerekirse aynı yerde bitirmek üzere.
    ve biraz kibirli bir rahatlık duyuyordu.
    kafasıyla kitapların içinden gelmişti kavgaya
    fakat sadık kalmıştı ona namuslu bir amele gibi.
    (...)
    elektrik ampulü başladı ağarmaya
    sökecek birazdan şafak.
    ve bir manga ölümün karşısında kendisi de
    şarkı söyleyen yarınları hazırlayacak.
    bu bir zafer şarkısı, bu gül kokan bir romans.
    «adyö
    e kö viv la frans!»*
    gelip aldılar.
    söküyor şafak.
    dayadı sırtını.
    gözleri namluların gözlerinde.
    okudu marseyyezi patriyot
    okudu marseyyezi fransız yurtseveri.
    ikinci yaylım ateş.
    akdeniz'in en katıksız evlâtlarından biri yıkıldı dizüstü:
    okudu enternasyonali komünist
    ikinci yaylım ateş.
    gün ışığına doğru uzandı elleri
    ve kapandı toprağa yüzükoyun gabriel peri.


    * adieu, et que vive la france: allahaısmarladık ve yaşasın fransa.