1. geleceğe karşı duyulan belirsizlik hali ve sonrasında yaşattığı korku olarak ele alalım. içinde bulunduğumuz topraklarda belkide en fazla yaşanıldığı dönem olarak bugünleri gösterebiliriz. resmen tarihe canlı canlı tanıklık ediyoruz. olan biteni, deli saçması açıklamaları, bize gösterilmek istendiği gibi izlemeye çalışırken karlı ekranlardan; ne olup bittiğini tam olarak kavrayamıyoruz. insanların çatışmalarını, sınır kavgalarını, adaletsizliği, ölenleri, sahile vuran çocuk cesetlerini,tecavüzcüleri ve sayamadığım pek çok konuda akışına kapılmış giderken böyle bi' çare bekliyoruz. klişe sorulardan olan " kendinizi on yıl sonra nerede görüyorsunuz ? a eminim kimsenin verecek cevabı kalmamıştır. isteyerek, cebren ve hile ile bütün cevaplarımız elimizden alınıyor ve biz bön bön bakmakla kelepçeleniyoruz gıkımız bile çıkmadan.

    şimdi sormak lazım, bu kaygıyı yaşamayanlar var mı ? ne alıyorsunuz bize de bize zahmet verin. körebe oynadığımız bu hazin zamanlarda çocuklarınıza - tabi olursa- anlatacağınız sokak oyunları kaldı mı? dahası sokaklar artık oyun dahi oynamaya müsait değil derken bunun izahını verebilecek bireyler olabilecek miyiz? korkağım ben, hem de çook korkak..
  2. hiçbir sonuca varmayan ve iyice dibe doğru giden hayattan soğuma hissinden başka bir şey vermeyen şey.
    ne yapacağım, ne yapmalıydım, yapacağım ama olacak mı, olacaksa iyi mi olacak, iyi olursa şöyle olur mu, ya kötü olursa, sonra ne yapacağım, ailem teker teker gittiğinde ne yapacağım, hayatta nasıl devam edeceğim, nereye sıçacaklar diye beynmin içinde sorguya çeken endişeli ben sürekli sakin ve endişesiz olan kısmı dövdü durdu kaç zaman boyunca.
    okul bıraktım kaç defa, işlerde sıkıldım, ne aileden para var ne de doğru düzgün kazandığım her hangi bit yer. o kadar plansız ve programsızım ki, o kadar hiçim ki toplum piramidinde, buradaki ilk entrym bu, dönüp bir daha yazar mıyım bilmiyorum, belirsizlik.
    hayallerim, ideallerim, güzel dünya düşlerim, güzel iş düşlerim bir yanda, bunların ağırlığıyla neden yapmıyorum, ne yapacağım, geleceğim nasıl olacak, ben bu muyum, o güzel gelecek düşlerim emeklilik sigortasına mı yatırılacak, bu hayata nasıl sığacağım, ne yapacağım, aile kurarsam, çocuk yaparsam onlara nasıl bakacağım, kimse bu durumda benimle çocuk da yapmaz zaten, beni de aranıza alın endişesi kaplıyor bazen her yanımı, otobüs misali hayat, düzgün düzgün akbilleri giyimleri olan insanlar, nasıl sığıyor hayatlarınız o otobüse, kapıda kalmış gibiyim. kaçırdım diye, ne yapacağım diye endişe ediyorum bazen.
    bazen ama, genelde görmüyorum bile otobüsmüş, neymiş. bir köpek görüp kafasını okşuyorum, güneşe bakıyorum, yağmur yapar mı diye tahmin ediyorum ertesi gün için. hayat bu endişelerle kaçırdığımız zamanda yapmamız ve anlam vermemiz gereken şeylermiş diyorum. o otobüse bakıp vah edeceğine, korkacağına dönüp yandaki köpeğin başını okşamak, ötede darbuka çalan romana gülümsemek ve ertesi gün doğacağına yemin etmiş güneşi izlemek.
    cpeny
  3. yıllarca iyi bir mesleğim olsun diye çalıştım ve sonunda oldu. ne oldu? gelecek kaygım sona erdi mi ermedi. bu ülke böyle yönetilirken, dünya böyle iken insanın gelecek kaygısı son bulmaz diye düşünüyorum. hayattan soğutur insanı bu kaygı zevk alamazsın yapıp ettiğinden... tanım olarak şu sıralar özellikle tam olarak yaşadığım kaygıdır.
  4. insan yaşama ve üreme kabiliyetlerini arttıracak şekilde evrimleşiyorsa daha evrimimizin çok başındayız demektir . çünkü bir insanın böyle soruları sormayacağı , savaşların biteceği bir toplumun gelmesi gerekir aksi taktirde evrim olmaz yaptığımız şey . velhasıl efendim bu soru bu gün beni tedirgin etmekle beraber bügün için söylenecek sabit bir fikrimin olmayışı da yanlış yolda olmadığımı gösteriyor . günümüz şartlarında kendini 10 yıl sonra bir yerde görebilen maldır .
  5. özellikle kpss'ye hazırlanması gerekirken, buna çeşitli nedenlerden dolayı çalışamayıp, kendini bir türlü çalışma masasına oturtamadığı zamanlarda insanın aklına gelen kaygıdır.

    özel kurslar, dershaneler var atanamasak ne olacak diyerek de insanın savunma mekanizmalarını devreye sokması ile devam eder. karamsarlığa sokar, adamın dengesini bozar. yapman gereken diğer işlere bile vakit ayıramazsın bazen de.
  6. bu kaygı yerini bir makama taşıdı..
  7. herkesin az buçuk yaşadığı kaygı. fakat şu anı verimli geçirmeye çalışıp, varlığımızdan huzur duymaya gayret etmek bu kaygıyı minimum seviyeye indirecektir. allah dengeyi tutturabilenlerden eylesin, huzurlu ve canlılara fayda sunabileceğimiz bir yaşam versin. ümit etmek/dua etmek harici sadece kendi emeğine bel bağlarsa kafayı yedirtecek seviyeye geliyor zaten bu kaygı.
  8. ebeveynlerin mal varlığı ile ters orantılıdır.
  9. başarısızlıkla beraber insanın içini kemiren olay birde (bkz: evlilik kaygısı) var akıllara zarar
    belit
  10. yoran kaygı türü.
    işe giderken gaz bombası kapsülü kafamıza gelecek mi diye, haftasonu maça gittiğimizde ilk devrede mi ikinci devre de mi patlayacağız diye, her yanımızdan geçen sakallı kendini patlatacak mı diye yoruldum. bizi bu kaygılara düşürenler tez zamanda ... inşallah .