1. genelde çok ürerler, yanılmıyorsam bunla ilgili bir araştırma vardı. yokluk çeken insanlar daha çok ürüyorlar herhalde içgüdüsel olarak. bir de efenim nerede geri kalmışlık varsa orada din yozlaşmıştır, din bireysel değil fazla toplumsal bir mesele halini almıştır. yönetenleri bilinçli olarak halkı cahil bırakır, dolayısıyla bu kısır döngüden büyük bir devrim olmadıkça çıkmaları zordur. eğitim beyinleri düşünmemeleri için samanla doldurma amacındadır. kendilerinden farklı olana aşırı saldırı mevcuttur.
  2. eğitim, kültür, ekonomik etken, teknoloji, aile, arkadaş ve varsa iş ortamı başlıca sebepleri.

    sonra toplumun zeka düzeyi, algısı ve cahillik durumu. (en tehlikelisi yarı cahilliktir.)

    en son olarakta ülkeyi yönetenlerin etkisi ile birlikte dine olan zaaf.

    hepimize geçmiş olsun. sonu çıkmaz sokaktır.
    ozumm
  3. neden iyi olanaklara sahip olmadığını değil, başkalarının neden kötü duruma getirilmediğinden şikayet etmek;

    ahlakı siyasette, eğitimde, ticarette değil,
    sadece cinsellik merkezinde düşünmek;

    daha kötüsü bir dine sahip olduğu için ahlaka ihtiyacı olmadığını zannetmek.

    vb.

    Edit: ara fosil nerede nerede diye bağırırlar
  4. geri kalmışlığın verdiği cahillikle birlikte gelen mutlulukla yaşıyorlar bence. cahillikle birlikte gelen sürekli bir doğurganlıkta mevcut tabi. gelişme olmadığı için yaşam standardı baya düşüktür. bilim olmadığı için dinin dayattıklarına körü körüne bağlanma durumu vardır. ilkellikte olacağı öngörülürse görgü kuralları, adalet, eşitlik gibi kavramlar toplumda bilinmez.
  5. akıl sahibi olmadan fikir sahibi olmak
  6. bir arkadaş yazmış bende ona katılarak devam birkaç satır yazayım.

    inanmanın yeterli olması bizim için en önemli kriterdir.(özellikle ülkemiz için)

    türkiye üzerinden devam edersek; cahillik mutluluktur kavramını hepimiz biliyoruz, siz bu insanlara ne verirseniz onu alırsınız dini alet edip istediklerini yaptıranlar, o dalga geçtiğimiz bir kömüre ve makarnaya oy veren okumamış insanlar için bu tip olaylar 'olağandışı' bir durum olarak görülür ve insanları manipüle etmenin en güzel yollarını günümüz iktidarı çok güzel uygulamaktadır.

    bizim insanımız ne yazıkki okumayı sevmediğinden, bilim-sanat gibi şeylerin ne olduğunu idrak edemediğinden, hazıra konmayı sevdiğinden dolayı geri kalmış toplum sınıfında oluyoruz ne yazıkki.

    daha bir çok şey yazılabilir burda madde madde sayan herkes bir yerlerinden haklıdırlar.

    sözü uzatmadan benim fikrimce 'din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması' ilkesi vardır bu ikisinin iç içe olması ve bizim insanımızın 'inanmaya' endeksli olması ne yazıkki geri kalmış ülke olmamızdaki en önemli etkendir bana göre
  7. (bkz: sosyal bilim diye bişey çıktı çok süper)

    gelişmemiş ülkelerin/toplumların en önemli özelliği, araştırmayı, öğrenmeyi bilmemesidir. bir konu hakkında yorum yaparken -ister yazılı ister sözlü- daha önce yapılan çalışmalara bakmak aklının ucundan bile geçmez. zira gelişmemiş insana göre dünya kendinden ibarettir.

    dolayısıyla gelişmemiş toplumlar aynı konuyu defalarca ele alıp konuşurlar. ürettikleri herhangi bir şeyin daha önce üretilmiş olup olmaması onlar için önemsizdir. ürettiği ister bir fikir olsun ister bir yazılım; ister makina yapsın, ister eğitim daha önce söylenmiş olanlara bakmaz. ufku kendi boyu kadardır, devlerin omzunda yükselmez.

    bakın, en güzel örneği işte bu başlık. daha önce bu konuda yazılmış onbinlerce makale, binlerce kitap var. gelişmişlik nedir, kimlere gelişmiş denir, nasıl ölçülür,...

    ama bizim aklımıza bunlara bakmak gelmez, kendimizce bütün sosyoloji tarihini tekrar yazmaya çalışır, dolayısıyla başarısız oluruz.

    geri kalmamız da bu yüzdendir.

    dünyadaki ülkeleri gelişmişliklerine göre sıralayan en derli toplu çalışmalardan biri budur

    bir göz atın derim...
  8. çıkarcılığın toplumun en alt kademelerinden en üst kademelerine kadar yayılmış olması. adalet kavramının giderek yok olması, hukuka kimsenin güvenmemesi ve linç kültürünün yaygınlaşması, şiddet kültürünün sürekli artması hatta pohpohlanması. homofobik, transfobik ve cinsiyetçi söylemlerin uç noktalara varması artık yalnızca söylemde kalmayıp direk cinayete ve tecavüzle sonuçlanması. ensest ve çocuk istismarında artış, çocuk gelinler ve çocuk annelerin sayısının tahmin edilemiyor olması. artan milliyetçilik ve vatanseverlik söylemleri. irkçılığın insanların gözünü kör etmiş olması. hayvanlara yapılan işkencelerin artması.
    nüfusun toplumun kaldırabileceğinden çok daha fazla olması, kadınların ekonominin içinde kaybolması, kayıt dışı işgücünün artışı, sendikasızlaşma, reel ücretlerde giderek artan oranlarda düşüş, kişi başına düşen milli gelirin azalması veya yanlış gösterilmesi, cari açığın büyümesi, üretimden çok tüketilmesi, ara mal üretiminin yapılamaması hatta temel tüketim ürünlerinin bile ithal ediliyor olması, üretimde dışa bağımlılık, çalışanların çoğunun hizmet sektöründe çalışıyor olması.
    sosyal devlet anlayışından uzaklaşılması, siyasi görüşlerindeki çeşitlenmelerin engellenmesi, herkesin belirlenmiş siyasi görüşlerin dışına çıkamıyor olması, kültürel aktivitelerin azalması, televizyona bağlılık.
    sorunların saydıkça bitmemesi, bitememesi.
    nedra
  9. -eğitimsizlik
    -din üzerine kurulu düzen
    -insan haklarının olmaması
    -toplumun %0.5 inin çok zengin olması geri kalan halkın çok fakir olması.
    .
    .
    .
    diye uzayan bir liste geliyor aklıma.
  10. laf anlatamadığınız konuşarak problemlere çözüm bulmayı uygarca sorun çözmeyi bilmeyen bir çok insan barındırır bu tür toplumlar...
    defalarca ve saatlerce konuşup yine aynı noktaya dönen insanlar ve benim dediğim olsun diyen öç almayı rahatlama yolu seçen bir çok insan barındırır bu toplumlar...