1. senelerdir müzikle içli dışlı olmam, birçok büyük isimle oturup muhabbet edip workshoplarına katılmam sayesinde edindiğim bilgileri sizinle elimden geldiğince paylaşayım. ilk başlarda doğru bilinen yanlışlarla vakit kaybetmemek hem enstrümanınızı daha çok sevmenizi hem de daha hızlı yol almanızı sağlar.
    öncelikle çalmak istediği gitar türüne karar vermeli. seçenekler klasik, akustik, elektro, bass. klasik gitar hiçbir zaman diğerleri için başlangıç gitarı değildir. yıllardır söylene söylene insanların dilinde tüy bitti resmen. eskiden okullarda öğretilen mandolin, bir başlangıç enstrümanı sayılabilir. ama klasik gitar ve (örneğin) elektro gitar bambaşka şeylerdir. ciddi anlamda çok ama çok başkalardır.

    gitarımıza karar verdik. şimdi ne çalmak istediğimize karar vermeliyiz. dinlediğimiz şeylerle çalmayı sevdiğimiz şeyler her zaman aynı olmaz. örneğin ben metal müziği dinlemeyi çok ama çok sevmeme rağmen başka tarzda şeyler çalmayı da çok seviyorum. bu yüzden hiçbir zaman jackson, bc rich gibi özellikle sert müzik türleri için gitar üreten markalardan kullanmam. fender de sert çalmak istediğimde tatmin etmiyor. gibson-prs gibi markalar daha bana yakın bu sebeple. bu yüzden gitar markanıza karar vermeden önce (ve elbette modeline de) birçok tanıtım videosu izleyip, konuyla ilgili bilgi sahibi insanlardan yardım alabilirsiniz. ayrıca (elektro alacaklar için) ilk gitarınızın köprü sisteminin floyd-rose olması sizin için biraz sorun yaratabilir. çünkü bazı floyd-rose sistemleri problemli olabiliyor. bu da gitardan soğumanıza sebep olabilir. sabit ya da standart köprüler başlangıçta daha kullanışlı olur.

    marka-modele de karar verdik sıra geldi gitarımızı almaya. mağazaya gittiniz elinize aldınız gitarı. öncelikle elinizin klavyede rahat edip etmediğine, gitarın kucağınızda denge problemi yaşayıp yaşamadığına bakın. bunları hemen anlayabilirsiniz. gitarı biraz serbest bıraktığınızda sap kısmı aşağı ya da yukarı gitme eğilimindeyse denge problemi vardır. sonrasında tellerin klavyeye yakınlığına bakın. çok yakın olması alt perdelerde (en kalın ses çıkartan 1-2-3. perdelerde) ses çıkmama problemi yaratabilir. uzak olması da çalarken zorlanmanıza sebep olur ve istediğiniz temizlikte ses çıkartamazsınız.

    penanızı da (eğer klasik ya da bass çalmıyorsanız) tel kalınlığı, gitar modeli, çalma şekliniz (ritim-solo/ sert-yumuşak) gibi etmenlere göre belirleyebilirsiniz. ilk başlarda birden fazla kalınlıkta/şekilde pena deneyip sizin için en uygunu seçebilirsiniz.

    gitarı aldık, gerekiyorsa amfimizi de aldık eve gittik (amfi tamamen çalacağınız yere, zevkinize ve maddi imkanlarınıza bağlı olduğundan oraya girmiyorum hiç). artık başlamaya hazırız. sakın tab'lara girmeyin. yapmayın bunu. hem kulağınızın gelişmesini yavaşlatırsınız hem de kolaycılığa alışırsınız. çalmak istediğiniz solo varsa dinleyerek, konser videolarını izleyerek çıkartmayı deneyin. pes etmeyin. herkes başlarda çok yavaş ve kötü çalar. ümitsizliğe kapılmayın. master of puppets'ı hemen kulaktan çıkartmazsınız mesela. zaman verin kendinize.

    akorlarla başlayın. temel akorları çalışın saatler boyunca. evet saatler boyunca. parmak uçlarınız acıyacak, su toplayacak, soyulacak... ama hepsi geçecek. çalıştıkça gelişirsiniz. geliştikçe de çalma isteğiniz artar. parmak antrenmanları yapın. internette bununla ilgili videolar bulabilirsiniz. yolda giderken pena kullanıyorsanız picking (alternative picking şeklinde tabii), kullanmıyorsanız sağ el alıştırması yapın. dinlediğiniz şarkıyı sağ elinizla çalıyor gibi yapın. bırakın insanlar size garip garip baksınlar. çok abartmadıkça ufak ufak yapın. faydasını görürsünüz. parmak antrenmanı aletleri gibi şeylere girmeyin. gitar üzerinde geliştirin sol elinizi. parmak antrenmanları bitmek bilmez buna emin olun. kaç yıllık gitarist olursanız olun her zaman daha da zor antrenmanlar bularak kendinizi geliştirebilirsiniz. ve en önemlisi bu antrenmanları yaparken metronom kullanın. ücretsiz telefon uygulamaları bile var. indirin onunla çalışın.

    bol bol şarkı dinleyin ve bunları çalmaya çalışın. çok zor olanları elbette hemen çalamayacaksınız. ama kolaydan başlayın. zamanla hepsini çalarsınız. kendinize inanın.

    hemen hızlanayım derdine düşmeyin. genel bir tabir vardır "yavaşı çalmayan hızlıyı çalamaz" diye. çok doğrudur. hız zamanla olacak bir şeydir. temiz çalamadıkça hızlı çalmanın bir anlamı yoktur. temiz, doğru ve duyguyu vererek çalmak en önemlisidir. 50bpm'le 30bpm'le başlayın zamanla hızlanırsınız.

    bu saydığım şeyleri gitgide daha zorunu yaparak seneler boyu çalışabilirsiniz. hiçbir zaman sıkılmazsınız. saatler boyu çalışmak size keyif verdikçe gerisi mühim değil.
    jimi