-
"dönmeyeceğimiz bir yer beğen" dizesi ile bir anda her şeyi bırakıp gitme isteği uyanmış/uyandırmış şiirdir. ve şiirin akışı ile sanki sakarya caddesinden etimesgut'a yol alıyormuş gibi ankara izleri taşıdığını düşündüm. bir oğuz atay esintisi duyduğum için böyle bir algı yada kendimden izler taşıdığını düşündüğüm için ankara'yı hatırlatmış olabilir. -
ikimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
şu aranıp duran korkak ellerimi tut
bu evleri atla bu evleri de bunları da
göğe bakalım
falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım
senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin, bir ellerim yeter belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım
turgut uyar -
fazil say'in 2011 yilinda besteledigi "4 lieder opus 37" eserinde gecen 4 siirden biri. opus 37'nin dunya promiyeri piyanist elif şahin ve mezzo soprano annelie sophie müller tarafindan 2011 yilinda 'mecklenburg vorpommern festspiele' ve 'schleswig holstein festival'lerinde yapilmistir.
(bkz: masalların masalı - nazım hikmet) -
leyla ile mecnunda yavuz abi tarafından da seslendirilmiş olan turgut uyar şiiri. -
ikinci yeni şiiri. nasıl olur da bu kadar güzel adamlar bu kadar güzel şiirleri bu kadar güzel yazabilirler aklım almıyor. düşündükçe, bu adamları dünyaya yakıştıramıyorum. sanki şizofrenmişim de uyarlar, süreyalar, edipler bir rüyaymış bir tek ben biliyormuşum gibi geliyor. tek korkum; bu şiirlerin gereksiz ortamlarda gereksiz insanlarca gereksiz bir fon müziğiyle okunup, dinletilmesi. -
bir yerlerde olan durak. -
(bkz: herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım)