gözlerinin içine başka hayal girmesin - zeki müren

yarın bu şehirden ayrılıyorum. eş-dost, akrabalarla falan vedalaşma merasimi yetişmeyecek gibi... neyse, gecenin bir yarısı bizim cengo ile çıkalım dedik, bi' tatlı yer döneriz. cengo "yae benim yiyesim yok" diyerek girdiği antep baklavacısında çatır çutur gömdü kaymaklı havuç dilimini... neyse konuyu dağıtmayalım, tatlıcıya giderken arabayla, radyohan'da bir anda bu şarkı çalmaya başladı. aman allah'ım! çıldırırım. çok severim zeki müren'i, zeki müren'in eserlerini, ama bu şarkı bi' başka güzeldir benim için... en sevdiklerimdedir... o çaldı işte... oturduk sessiz sessiz dinledik, şarkı bitmeye yakın ikimiz de aynı yeri mırıldanır gibi olduk:

"sana gelen yollarda daima beni bekle..."

bir zamanlar çok sevdiğim bir kız vardı... onu nasıl sevdiysem, ondan sonrasına verecek bir şeyim kalmadı galiba... ne sevmeyi, ne sevilmeyi beceriyorum ne de becermek istiyorum... ona dönüp "gözlerinin içine başka hayal girmesin" diyebilmek istiyorum ama,,, ne fayda... onu bile diyemiyorum, dememem gerekiyor çünkü... çünkü gözlerinin içine girmemesi gereken bir hayal varsa, o da benimki...

"benden evvel başkası seni görüp sevmesin" demek isterdim... siyah beyaz filmlerdeki gibi bir aşk yaşamak, gövdesi geniş bir ağacın etrafında birbirimizi kovalamak, düşürdüğün mendilini sana koşa koşa getirmek... güneşli havada şemsiyeyle gezen, nazlı ama işveli bir istanbul hamfendisinin peşinden koşan soslu olmak isterdim... gel desen gelecek gücüm yok, takatim yok, hevesim... bilmiyorum... bir zamanlar uğruna defterler dolusu yazılar yazan o adam artık sevdanı hala gönlünde tutmaktan, başkasıyla olan bir kadını sevmekten utanıyor! şarkıda diyor ya hani, "kıskanırdım seni ben kendi gözümden bile" diye, kendi gözümden bile sakınırken nasıl oldu da farklı yörüngelerdeki iki ayrı gezegen olduk ki biz?

sahi hiç biz olmuş muyduk ki senin nezdinde? o sıfatı haiz olmuş muyduk hiç?
"bana ait çizgiler, (kendine) dikkat et silinmesin..."