1. bir günah çıkarmadır benim için. sadece kızdığımda, üzüldüğümde, birine kötü bir şey yaptığımda yazarım ben. sırf bu nedenle günlük olarak anılıp anılmaması gerektiğinden bile emin değilim. şunu gördüm bugün okuduğumda günlüğümü, ben gerçekten intikam almaktan haz duyan birisiyim. babama olan kızgınlığımı babama soğuk davranırken annemle sürekli gülüp eğlenerek gidermeye çalışıyorum. bugün fark ettim bunu.

    babama neden kızgınım onu da bilmiyorum. hayatım boyunca bunu babamdan bir kere olsun aferin, sen yaparsın gibi olumlu cümleler duymamama; babamın kızdığı eylemlerimin toplum tarafından alkışlanınca işte benim oğlum diye çıkışmasına sinir oluyorum sandım. ama bu kadar basit olmamalı. bunları önemseyecek bir insan değilim ben.

    günlüğümde gördüğüm acı, keder, sinir, hayal kırıklığı bu kadar basit şeylere bağlı olamaz. ben bu değilim. ne olduğum o defterde, ancak bunu okumaya da korkuyorum. nereden baksanız 10 yıllık keder var o defterin içinde. bir hesaplaşma, bir karşı çıkış, bir isyan var, ben varım. tıpkı bir ressam gibi, manzarayı değil, kafamdakini aktarmışım o günlüğe, deftere, kara kaplıya -ne derseniz artık-.

    inancın ve inançsızlığın arasındaki çizgideki gidip gelişimi yazmışım, yolda gördüğüm kanlar içindeki kafasız adamı yazmışım, ne gördüysem kötü olan yazmışım. sırf bu nedenle okuyamadığımdır, alevler içinde yerini alması gerekirken evimin en özel mahzeninde sakladığımdır günlük.