1. mavi saçlı kadın. prof.dr. ilber ortaylı ile arasında şu konuşmaların geçmesine neden olmuş hatta: "“saçımı ilk mavi yaptığımda ilber hoca beni gördü ve "ayy renkli kevaşe" dedi. "hocam affedersiniz, kevaşe ne demek?" diye sorduğumda "şıllık" cevabını aldım. bunun üzerine ben de "aaa teşekkür ederim hocam" diye yoluma devam ettim”.

    neden kato, saçlarnı maviye boyatmış? bununla birlikte geçmişe gitmek gerekiyor. kendisi bu arada tasavvufla ilgileniyor. tasavvufla doğulur, sonradan öğrenilmez diyecek kadar da bu işin içinde biri üstelik. minyatür sanatçısı, öğretim üyesi, eski bir japon gelini o.

    japon sevgilisi ile evlenebilmek için 30 kilo vermiş. daha neler yapmamış ki aslında. yemeklerinden tutun da eşiyle, ailesiyle pek çok sorun yaşamış. 17 yıl sürmüş bu macerası. eşinin psikolojik şiddetine maruz kalmış, zaten boşanma sebebi de buydu yanılmıyorsam. 40 yaşından sonra kendi değimiyle boşanma kararı alarak baba evine, ülkesine ama bu sefer biricik kızıyla dönmüş. kızının velayetini almak için de bütün birikimini japonya' da bırakmış. ve ekliyor yine kendisi; "iyi ki de kızım olmuş; aksi taktirde çocuğumla dönemezdim ülkeme". yani buradan anladığımız japonlar da en az biz türkler kadar erkek çocuklarına tapıyor.

    işte mavi ile olan hikayesi de dönüş sonucunda başlamış. kendisi hayat dolu ve neşesiyle parmakla gösterilen bir kadın ama herkes gibi o da insan ve taşıyacaklarının da bir sınırı var haliyle. bir gün elindeki boyalarla saçlarını boyarken en çok mavi rengin kendine yakıştığını görünce de tüm saçlarını maviye boyama kararı almış. o gün bugün derken, aradan yirmi yıl geçiyor dile kolay.

    tüm bu zorluklara karşı mücadele etmiş bu kadını ben çok sevdim doğrusu, tanımaya da devam ediyorum.