1. mustafa kemal'in bazı insanların sevgisine ihtiyacı yok. hatta hiç kimseni sevgisine ihtiyacı yok.
    bundan öte tarihi bulunduğu şartlar altında değerlendirmekten aciz kimselerin sevgisine hiç mi hiç ihtiyacı yok.

    söylediklerini, yaptıklarını kavrayacak, ortaya koyduğu bazı fikirlerin o zaman için önemini ve bazı fikirlerinin de zaman ötesinde olduğunu anlayacak insanların bu ülkede yaşamaya devam edeceğine dair inancı var sadece.

    ben de bir iki cümlesini paylaşayım.

    bu ülkede yukarıda bahsettiğim insanların yaşamaya devam edeceğine duyduğu inanca dair bir cümlesi.

    "bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. fikirlerini inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir. hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir. fakat, ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve kuvvetlidirler ki bu fikirler, hint'ten, mısır'dan döner dolaşır gene gelir, verimli neticeleri kalpleri doldurur. "

    ilmin, fikirlerin zamana dair doğruluklarının nasıl değiştiğine dair görüşü,

    "ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. benim manevî mirasım, ilim ve akıldır. benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü müşkülât önünde, belki gâyelere tamamen eremediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. zaman süratle dönüyor, milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telâkkileri bile değişiyor. böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur. "

    "doğru" !!!!! tarihsel değerlendirmelerin karşısındaki fikri.

    "biz, eğer millet ve tarih önünde herhangi bir hata işliyorsak, bunun sorumluluğunu vicdan ve sağ duyumuzda hissetmekten ve ödemekten, hiçbir zaman çekinecek insanlar değiliz."
  2. "biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir."
  3. "temel ilke, türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir. ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklâlden yoksun bir millet, medenî insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık görülemez.

    yabancı bir devletin koruyup kollayıcılığını kabul etmek, insanlık vasıflarından yoksunluğu, güçsüzlük ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. gerçekten de bu seviyesizliğe düşmemiş olanların, isteyerek başlarına bir yabancı efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez.

    halbuki, türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir!…

    o halde, ya istiklâl ya ölüm!

    nutuk- sayfa 28-29