1. zordur arkadaş güvenmek; bir kere sarstın mı o güveni yerine getiremezsin eskisi gibi.
  2. önüne "yeniden" gelmesi gerekmediğinde kolay yapabildiğim şey (bkz: halo etkisi) . ama bir insandan şüphe duymaya başlamışsam "gri beyin hücrelerim" çalışmayı bırakmıyor :)
  3. türkiyede eksikliğini yüksek ölçüde hissedebildiğimiz duygu. e haklılar güvenmemekte bir de en çok bu üzüyor.
  4. ee gün geçmiyor ki bir kazık daha yemeyelim. olay güveneceğiniz insanı seçebilmekte hacı.
  5. bu güvenmek ve tutar kavramı arasında çok alaka olduğunu düşünüyorum. biri size güvenilir gelebilir ama tutarlılığı olmadığını anlayınca, o "gibi gelen kısmı" da atın camdan aşağı gitsin!

    sizin, ondan daha güvenilir olduğunu bildiği için hatta ve her söylenen yalanın nasılsa anlaşılmayacağını düşünen taze fikirli insanımız, ipin üstünde kırk takla atmaya da devam edecektir.

    piramidin hep altından başlıyoruz. oysaki üstten oluşturmak lazım güven katmanlarını. biliyor ama, uygulama sıkıntısı çeke çeke yediğimiz kazıklar buradan bağdat'a yol oluyor.
  6. güvendiğim insanlar sadece annem, babam ve kardeşim.

    valla 3 kişi varmış yine. bence baya iyi.
  7. güven ve ihanet biri olmadan diğeri anlam kazanamaz. ihanete uğramamış birisi güven nedir güvenmek nedir bilemez. işte bu yüzden ilk güvenimiz bir nevi tekrar güvenimizdir. tekrar güvenmeye hayatla başlarız çünkü insan hayata güvenmeden yaşayamaz; ya ölmeyi bekler umutsuzca ya da kendini öldürür. ilk ihanete uğrama bir uyanıştır, artık gerçekle yüz yüzedir insan ve gerçek katlanılmaz acılar verir. belki de bundandır güvenin hayattaki en acı verici şeylerden biri olması...

    edit: imla
  8. hep yarı oranda azalarak geriler fakat asla yok olmaz. bir ekmeği bölmek gibi. ikiye, bölüneni ikiye, onu ikiye, çıkanı ikiye, sonrakini ikiye, ikiye, ikiye... hep küçülür ama bitmez.
    mutlaka birine güvenmek ister çünkü insan, mecburdur buna.
  9. insan güvenmekten korkan birisine ne diyebilir ki?
  10. küçüklüğümden beri herkese güvenirdim. çocukluğun verdiği bir his olsa gerek. lise sonda hafiften anladım aslında güvenmemeyi. o günden beri kimselere güvenmezdim. sonra biri çıkıp geldi güvenmemek seni çok yorar dedi. gel benle beraber güven insanlara dedi. insan güvenince sırtını yaslıyormuş birisine onu anladım. gerçekten muhteşem bir hismiş. çok sürmedi, 2 yılın sonunda sırtım boşa çıktı. insanlara güvenmemeyi tekrardan öğretti. öğrenmenin yaşı yoktur. belki de yeniden güvenmeyi öğrenirim, sonra yeniden güvenmemeyi. ya da hissizleşirim bilemeyiz.