1. suyu bir araç diye kullanan gemiye yaklaşık olarak otuzbin kişi bindi
    ormanlar bölgesinden onbin, yağışlı topraklardan sekiz ve tuz göllerinden onbeşbindi
    dolunay, salkımsöğüt, elverişli rüzgar, şişe mantarı, yoğun uykusunda şehir, deniz ve gemi
    herkes tanık, işte bir daha söylüyorum, gördüm usul ve karanlık, yemin bile ederim.
    o da bindi.

    ne kadar sürer bir kurdun özgürlük rüyası, pençeleri yabancı güvertede aşınırsa şimdi
    hele gemi zabitleri ve tayfalar, kokulu büyük sigaralarını gülüşerek birbirlerinden yakıyorlarsa
    ne kadar sürebilir ölümün en son düşünülmesi gereken bir kurtuluş olduğu
    bazıları susmayı aldılar, kimileri ''evet'' demeyi, avunup yansılamayı, herkes bir türlü silah
    o da bir silah edindi.
    ey bir yelkende kurutulmuş güneş anısının giderilmez akşamsızlığı
    elimden en son alacağın işte bu, soyuma yaraşan doğurgan coşkunluktur
    karanlık kendi kuytularına ve yaz, baygın dalgınlığına çağırsa bile özlemli ellerimi
    otuzbin kişinin yarısını ve zabitanın ve tayfaların tümünü ergeç yenerim
    o yendi.

    şimdi bir geminin kıç kasarasında biliyorum
    o, bir yolcuya bir savaşı anlatıyordur
    kanın bir cephe olarak kullanıldığı
    ve ölümün bir silah olarak.

    turgut uyar