1. edebiyat fakültesi dekanı, türk ocakları genel başkanı mehmet öz'ün okula doluşturduğunu ya da örgütlenmelerine olanak sağladığını tahmin ettiğim ülkücü kitle yüzünden bir süredir kavganın, gürültünün eksik olmadığı okul. nacho diye bilinen kafede takılan bu uzun pardösülü, eli tespihli, yabani tipler okulu gazi üniversitesi'ne çevirmeye karar vermişler ve okul yönetiminden de destek alıyorlar anlayabildiğim kadarıyla. güzelim beytepe'de insanların saçına, küpesine, eteğine, şortuna karışılacağı günleri görmeyiz umarım.
  2. yine odtü yazacaksınız... yine bize geleceksiniz. o yüzden çok şeetmeyin haftaya
  3. söve söve kazandığım, seve seve gittiğim okulum. her şey 16 eylül 2014'te başladı... artık ne yolu umurumda ne de sınavların ardı ardına gelişi... bana tamamen zıt ama nasıl oluyor bilmiyorum beni yap-boz parçası gibi tamamlıyor. bundan 3 yıl önce sorsanız son derece katı bir şekilde yaka silkerek 'tanrı korusun' derdim. şimdi? düşünüyorum, hacettepe olmasaydı nerede olurdum. hiç bir şey gelmiyor aklıma. iyi ki hacettepeliyim.

    not: hayır tıp değil.
  4. edebiyat fakültesinde bir yere ulaşmak için çok çaba sarfedilir. tamam şuradan sağa dönünce istediğim yere ulaşacağım zannedersin, ama bir bakarsın ki çıkmaz koridormuş o meğerse. geri dönersin, ama o dönüş yolunda fark edersin ki oralardan daha önce geçmemişsindir. nereden geldim diye paniklemeye başladığın anda amacının nereye gitmek olduğunu dahi hatırlamadığını fark edersin. amaçsızca o labirentimsi dar yollarda yürümeye devam edersin. ışığı gördüğün an atarsın kendini dışarı. bahçeye çıktığın an daha da şaşkınsındır. binaya giriş yaptığın kapı nerede, senin binadan çıkış yaptığın kapı nerede... on küsür sene önceydi. bütün ankara işinde gücündeyken biz kar tatili yapardık. ama karları aşıp ormanda tilkiler aç kalmasın diye onlar için yemek taşırdık. beycafe'yi yazacaktım bir de ama ona ayrı bir başlık lazım.