1. tüm islam tarihi boyunca bence halifelik makamına oturan en nev'i şahsına münhasır kişidir kendisi.

    astonomiden felsefeye, coğrafyadan filolojiye kadar hemen her şeyle ilgili muazzam bir adamdır. daha önce bir kütüphane formunda bulunan 'beyt'ül hikme'yi büyütmüş, sarayın bir parçası haline getirmiş ve buraya bolca kaynak akıtmıştır.

    beyt'ül hikme (bilgelik evi) antik yunancadan antik hintçeye, süryaniceden pehleviceye kadar kadim dünyanın tüm değerli bilimsel ve felsefi eserlerinin arapçaya çevrilip derlendiği, üzerinde etütler ve eklemelerin yapıldığı bir kültürel ofistir.

    halife me'mun, kitap ve bilgi aşkıyla o kadar doludur ki, bizansla yapılan ve galip gelinen bir savaşın sonunda constantinopolis'e bir mektup yollamış, savaş tazminatı olarak bizans kütüphanelerindeki kıymetli elyazmalarını istemiştir. düşünebiliyor musunuz? savaş tazminatından pay almayı bekleyip avuçlarını avuşturan hiçbir generalini önemsememiş, siyasi kariyeri ve hayatı pahasına da olsa bu riski almıştır. daha açık olayım, bu hareket baya göt ister sevgili you'serlar.

    constantinopolis'e gönderdiği heyette ise bir hıristiyan, bir yahudi ve muhtedî bir fars da bulunur, bu da onun işin ehline ne kadar güvendiğinin açık bir göstergesidir.

    halife me'mun, şam'a yaklaşık 70 kilometre yakınlıktaki bazı tepelere birkaç gözlemevi kurdurarak astronomik faaliyetlerin gelişimine katkıda bulunmuş hatta kendisi de çoğu gözleme iştirak etmiştir. gözlemler sonucu başta şam ve mekke arasındaki enlem ve boylam farkları (bugünün değerlerine birebir ölçüşecek kadar) olmak üzere çokça somut sonuç elde edilmiştir.

    sadece bu kadar mı? hayır, islam dünyası içindeki problemlere son vermeyi ve sünni-şii ayrımını ortadan kaldırmayı istemiş, klasik abbasi bayrağı yerine yeşil şii bayrağını kullanmış, kendinden sonra da ali'nin soyundan gelen birini veliaht olarak göstermiştir.

    dahası var. aklı ve rasyonal düşünceyi öncelemiş, tüm devlet adamları için bunuönşart olarak koymuş ve hatta bunu bir devlet politikası haline getirerek halka cebren dayatmaya çalışmış ancak bunda başarılı olamamıştır.

    devrin önemli isimlerinden hıristiyan bir din adamı olan yunanna ed-dımeşkî'yi daima yanında tutmuş, çok kıymet vermiş, antik yunan felsefesini çok iyi bilen yuhanna'nın rehberliğinde sarayda felsefî tartışmaların yapıldığı bir meclis kurmuştur. ünlü tarihçi taberî, me'munun şiiri ne kadar sevdiğini de ballandıra ballandıra anlatır..

    daha neleri var bu adamın. peki böyle bir adam başa geçerse onu naparlar? yerler anam yerler... özellikle doğu eyatlerinde çıkan siyasi problemler başını epey ağrıtmış, böylesi entelektüel bir adam yıllarca örümcek beyinli götü boklu yobaz ve bağnaz bir güruhla uğraşmıştır. devam etmeyeyim valla küfür edeceğim.
    mezarı da bizim tarsustadır. senin gibi hükümdar başım gözüm üstüne, var ol me'mun efendi. merhumun ruhuna fatiha.