1. bazen dünya 80 seneye (o da maksimum) sığmayacak kadar büyük. tecrübe edilecek çok deneyim var. öğrenilecek, yapılacak bir sürü şey; sevdikleriyle geçirilmesi gereken çok zaman var. bir ömre belki sığar belki sığmaz bunlar. ölümü tatmak bu durumda korkunç. ölmemek istiyorsunuz.

    bazen de dünya sonsuzluğun dayanamayacağı kadar zalim, üzücü, sıkıcı. düşünsenize yapacak her şeyiniz bitti, sevdiğiniz insanları sevmez oldunuz. yaşamaktan bıktınız. ama ölemiyorsunuz... ölümsüzlük ise bu durumda kemikleri titretiyor. ölmek istiyorsunuz.

    ölümü tatmak istemezdim. ama ölümsüz de olmak istemezdim. iyisi mi ben şöyle güzelinden bi 1200 yıl yaşayayım. zaten o zamana kadar sıkılırım. ölür rahat ederim.
  2. hayatta istekler sırayla geliyor. sanırım benim bu soruyu düşünme sıram daha gelmedi. ne ölümü ne de ölümsüzlüğü isteyecek düşünecek tartacak gibi hissedemiyorum. bu mefhumlara pek yer yok zihnimde. yıllarca tutunmak istedim, tutundum herkesten biri oldum, karıştım, fakat beklediğimden fazla tuttular meğer zincirlemişim kendimi. şimdi de bu zincirlerden kurtulma hevesindeyim. ölüm ya da ölümsüzlük bunun neresinde diye bakıyorum hiçbir yerinde, insanların daha mühim sorunları var bence.
    abi