• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.65)
harry potter and the sorcerer's stone - chris columbus
harry potter, muggle (büyücü yada cadı olmayan insanlar) amcası ve halasıyla sıradan ve zorluklarla dolu bir hayatı yaşarken, yılanlarla konuşabildiğinin, kızgınlık öfkesi sırasında eşyaları hareket ettirebildiğinin farkına varacaktır. hogwarts büyücülük ve cadılık okulu'ndan kabul edildiğini belirten mektup ise hayatının sıradanlığını değiştirecektir. artık o bir büyücü adayıdır.


  1. başlığı görünce dayanamadım: en sevdiğim harry potter filmi.
    yani ben diğerlerini de beğendim aslında ama belki de yeni başlangıçları çok sevdiğim için ilk kitabın da filmin de yeri ayrı gözümde.
    bir de karakterlerin o zamanlarki çocuksu masumiyetleri de var.
  2. ilk filmin serinin en iyi filmlerinden olmasının sebebi kitapların gittikçe daha da yoğun olmasından kaynaklı kesinlikle. özellikle son bir kaç filmde kitap çok detaylı olduğundan kitabın yanında sönük kalmış filmler. yinede çok sevdiğim bir seridir kendisi.
    mavi
  3. yetkililere buradan sesleniyorum. ben hâlâ hogwarts'tan mektup bekliyorum. ron'dan daha çok hakediyorum orada okumayı. hermione'ye ilk filmden beridir aşığım. ahh ulan ahh.
  4. her şeyin basit ve sevimli olduğu film. voldemort korkusu çok duyulmaz, herkes basit büyücülük işleriyle uğraşır. yeni bir yaşamı güzel yönleriyle tanıttığı için çoğu kişinin favorisidir. ayrıca çocukların oynaması o zaman için beni cezbetmişti. sonuçta ben de bir çocuktum ve film benim için çekilmiş gibiydi^:swh^
    yine de benim favorim azkaban tutsağı.
  5. j.k rowling in tam 11 yayınevine gösterip reddedildiği ve 12. yayınevi de dur bi akşam göz atayım deyip evinin bir köşesine bıraktıktan sonra kızının dikkatini çekip beğenmesiyle 100 tane kadar denemelik kadar basılıp sonra da dünyada en çok satılan çocuk kitabı dır.
    dkare
  6. bu bölümde geçen bir kesitten bahsetmek isterim.

    tekboynuzlu atların (unicorn) kanını içenler hangi durumda olurlarsa olsunlar o an için hayatta kalırlar, ama o kadar saf bir canlı öldürülmüştür ki kanı içenlerin dudaklarına kan değdiği andan itibaren lanetli bir hayat geçirirler. felsefe taşı kitabında voldemort bir unikorn öldürmüştür ve kanını içmiştir.

    demem o ki: masum duyguları katlederseniz lanetlenirsiniz. ömür boyu bununla yaşarsınız. böyle bakınca sadece bir çocuk filmi gibi durmuyor değil mi?
  7. harry potter fenomenini merak etmekle birlikte bugüne kadar ilgilenecek fırsatı da yaratmamıştım - öncelik meselesi. bugün bizim 6 yaşındaki ufaklıkla izleyelim dedim. ilk olarak şunu anladım ki, film 6 yaşındaki çocuklara göre değil. ikincisi, film olarak beklentilerimin çok çok altında kaldı. karakterler karikatür bile değil, karton - özellikle kötü karakterler. bu denli sevilmesini kitabın atmosferine duyulan yakınlık ile açıklamak gerek belki.
  8. bugün sonuna denk geldim ve fark ettim ki sonunda sliterinlere büyük haksızlık yapılmış. koskoca sene 350 puan toplayamayan takıma sen kalk 50+50+60 puan ver 1.ye yetişsin diye. buna rağmen sliterinleri geçemedikleri için girifindora bir 10 puan daha ekle -sadece arkadaşlarıyla kavga ettiği için- ve böyle yapay şekilde adamları birinci yap.

    yani bende o sarı kafa olsam kızar kötü adam olurum böyle okul müdürüm olsa.