1. bir hafta boyunca görev sebebiyle gezdiğim şehrimiz. ayrıntılara geçelim:

    hatay, bilindiği üzere, ülkemizin en güneyinde bir sınır şehri. şehir merkez ilçesi antakya'dır. tam bir medeniyetler şehri olan hatay yapıları, mutfağı ve insanı ile kozmopolit bir resim olarak karşımıza çıkıyor. neredeyse herkesin bildiği; beşikli mağara, harbiye şelaleleri, antakya hamamları, hatay uzunçarşı, antakya kalesi ve surları, hatay ulu camii, hatay katolik ve ortodoks kiliseleri, cehennem kayıkçısı, antakya arkeoloji müzesi, koz kalesi, dor mabedi vb. görülesi birçok meşhur yerin dışında künefe, kağıt kebabı, borani, tepsi kebabı, humus, içli köfte, ciğerli cartlak kebabı, oruk, kaytaz böreği, keşkek, yoğurt aşı vb. yemek çeşitleri ile zengin bir sofraya sahiptir. şehrin içinden geçen asi nehrinin bölgeye sunduğu sulak araziler de toprağın verimli olmasına sebeptir. tüm bu zenginlik kültürel olarak karma bir yapılaşmadan kaynaklanır. çok çeşitli halkların bir araya geldiği hatay'da alevi'den sünni'ye, ermeni'den türkmen'e, ortodoks'tan katolik'e kadar geniş yelpazeli bir birliktelik var. uzun yıllardır da bir arada yaşıyorlar.

    yakın zamanda bu birlikteliğe suriyeliler de katılmışlar; fakat canlı şahitlerden aldığım güvenilir bilgilere göre suriyelilerin varlığı bölge halkını tedirgin ediyor. bölgeye gelen suriyeliler halk tarafından üçe ayrılmış:

    - çadırkentte kalan, ayağında terliği bile olmayan, birinci derece bakıma muhtaç olanlar;
    - kendi arabasıyla gelen, şehirde ev ve işyeri satın alacak kadar varlıklı, sadece güvenlik ihtiyacı olanlar;
    - yan kesici, hırsız, gaspçı, tecavüzcü vb. kimlikleri ile ülkemize giren ve şehirdeki tüm yasadışı faaliyetleri ateşleyenler, hiçbir şeye ihtiyacı olmayan ve zaten her ihtiyacını çalıp çırpıp karşılayanlar.

    bu kendiliğinden oluşan ayrımın en tehlikeli olanı fark edileceği üzere son maddede açıklananlar. bu kitle için bağlayıcı herhangi bir yasa da yok. artık kırmızıda geçen mi ararsınız, arabasını park ederken öndeki arkadaki aracı darp edeni mi ararsınız, sokağın ortasında el çantanızı alıp kaçarken yakalanmasına rağmen pişkin pişkin söyleneni mi istersiniz vb. durum buradan bakınca oldukça vahim görünüyor. suriyelilerin genel itibariyle bakıma ihtiyaçlarının olduğu konusunda herkes hemfikir; fakat zarar verebilecek olanların ayırt edilebilmeleri için bir tampon bölge oluşturulması gerektiğinde de herkes ağız birliği yapmış gibi. fakat acı olan şu ki; hali hazırda suriyeliler bırakın güney illerini edirne'ye kadar dağılmış durumdalar. tekrar bir araya toplamak mümkün değil. bu işin baştan hesaplanması gerektiğini düşünüyorlar; ki ben de katılıyorum. bazı ilçelerde ^:reyhanlı^ nüfusun yarısı suriyeli ve yakın zamanda seçme ve seçilme hakkı tahsis edildiğinde çoğu bölgeden yönetici çıkarma ihtimalleri yüksek. bu durum ilerisi için hiç de umut vadetmiyor. suriyelilerin kişisel bakımları ile ilgili vurdumduymazlıkları yaşadıkları bölgelerin hissedilir derecede pis olmasına sebep oluyor. hatta yoldan geçerken kokudan rahatsız olmamak için camı kaldırmanız gerekiyor.

    hatay ilinden çok suriyelilerden bahsetmiş gibi olduğumu fark ettim; fakat şu da bir gerçektir ki, yakın zamanda şehrin ve bölgenin en büyük gündemi suriyeliler. böyle giderse bu gündem kolay kolay değişecek gibi görünmüyor.