1. ^:başlığı tam kuramadım bir moderatör editinden geçer herhalde:)^

    birkaç yıl öncesine kadar yaptığım eylem. evin olmasa bile bir dolabın "çöp" e dönüşmesinden başka bir işe yaramadı.
    doğumgünü pasta mumlarından gittiğimiz yerdeki ıslak mendile, içtiğimiz biranın şişesine kadar... sigara paketi kibrit çöpü vs.. ne ararsan... ne işime yarıyor? hiç. arada çöp yığınına bakıp aaa bak şununla bira içmiştik diyorum; bak şişesi burda, aaa evet iskender yemiştik, bak ıslak mendili kanıt işte...

    neyi kendime kanıtlamaya çalışıyorum? gerçekti hayal değildi'yi mi? neyi?
    konser biletidir, maç biletidir bunları bir nebze anlayabiliyorum ama abuk sabuk -eşya bile denemeyecek" ıvır-zıvırı biriktirmek niye...

    sonra kendimle-hayatımla ve hafızamla barışınca ve aklımın oyunlarına kanmamayı başardığımı görünce tüm bu ıvır zıvırı hiç eşelemeden çöpe attım. yaşanmış anları bir eşya olmadan da hatırlayabilmek güzel. insanı daha iyi hissettiriyor.

    böyle yerleşti benim hayatıma "collect moments not things" deyişi.
    şimdi evim temiz, bir kitap ayracı diye kullandığım biletleri saklıyorum. o da işlevsel sonuçta. bu kadarına göz yumdum.^::)^

    ama evimden önemlisi aklım temiz, çer çöp ü gözüme sokarak sürekli belli bir anıyı hatırlamak zorunda bırakmıyorum kendimi veya artık bir yaşanmışlığı unutsam bile kendimi suçlamıyorum.
    hayat diyorum. her hatırayı ömür boyu taşıyamazsın, daha iyi yürümek için bazı yüklerden de kurtulman gerek...