1. en saf hali ile hayal, insanın hayal etme eylemine başlayacağı ana kadar biriktirdiği tüm bilgileri o anki özlem ve ihtiyacına göre sentezleyerek öznel bir şekilde dile getirmesidir.

    hayal bütünüyle dilbilgiseldir. hayal gücü bu sebeple zeka ile olduğu kadar, kelime dağarcığı ile perçinlidir. ve hayal, "düşünülerek" gerçekleşir. ayağını burkan bir kimsenin, acısının bir an önce dinmesini istemesi ya da partneriyle ilişkisi sırasında daha çok zevk almak isteyen bir insanın davranışları hayal değildir. bunlar, üzerinde düşünülmemiş dürtü temelli reflekslerdir. otomatizm, hayal ile muhteliftir.

    bu sebeple hayal, bireyin ihtiyaç duyduğu şeylerin her birini tek tek dilediği gibi içerisine yerleştirdiği, uzak ve tecrübe edilmemiş yaşamdır.

    fakat hayal, salt gelecek için tasarlanan düş inşası değildir. "tecrübe edilen" e duyulan özlem de kimi zaman bireye hayal kurdurabilir. "keşke şimdi geçen sene gittiğimiz sahilde olsak" gibi.

    hayal denen serbest düşünce, mutsuz ülkemin maddi manevi her yönden bunalıma gark olmuş ve varlığı köşeye sıkışmış insanları için "ne olsun yavrum bir ev, bir araba, sigortalı bir iş, iyi bir evlilik, iki tatlı çocuk, ocakta kaynayan çorba" gibi aşırı mütevazi (esasen çaresizliğin getirdiklerinden ibarettir) ve gerçeklikten kopamamış kısa bir hezeyan ve küçük bir dilek sepeti gibi görünse de , aslında hayal, maddi kaygıları çok geride kalmış bireylerin zihinlerinde, varoluş ve doğa kanunlarının sınırlarının zorlandığı ve sistematik bir şekilde kurgulanan bu dünya için varlık ötesi zaman yolculukları ve bazen de boyut ihlalleri ile donatıldığında tadından yenmez olan bir "fazladan evren" üretimidir.

    belirli bir ihtiyaçlar kümesinin (örneğin mutlu bir yaşam, iyi bir aile, bütün hobilere yetecek miktarda paraya sahip olmak, -çoğu zaman boğazına kadar altına gömülü olmak istenir ama hadi yine iyisiniz- çok güzel görünümlü ve güçlü bir bedende olmak ve tüm sevdiklerinin yanında olduğu adeta gerçeklik dışı bir düzenin bir ünitesi olmak vb.) tespit edilmesinden sonra hayal kurma işlemi başlar. birey artık hayal gücü ile baş başadır. let the game begin'dir. hayal etmenin dayanılmaz özgürlüğü artık onundur ; çünkü kelime haznesi bir kaç binden ibaret olan sığ bireyler dahi bir beynin hayal edebileceği tüm yasaklardan arınmış bir evrenin kapılarını aralayabilmektedirler.

    bir söz "en büyük hayaller en küçük insanlarındır" der.

    hayalinin kahramanı olan insan, içinde yaşanılan, ahlakı katılaşmış ve baştan sona ezberletilmiş normlar ile kendi bataklığında kavrulan topluma dilediği gibi baş kaldırabilme şansına sahiptir. sokakta top peşinde koşturduğu minicik yaşlarından itibaren, haberi bile olmadan beynine çiviyle çakılan ve asla sorgulayamadıgı öğretileri, kısa bir an da olsa elinin tersiyle belki ilk defa itebilecektir.

    birey zaten sahip olduğunu, halihazırda elinde olanı asla hayal etmez. bu zihinsel bir masraf ve boşa benzin yakmak olacaktır ; hayalci bunu bilir, farkındadır. kimse keşke iki gözüm olsa demez.

    hayal esasen yalnızca etkilenilen şeylerin istemidir. daima "istenilen", dolayısıyla da "o an elde olmayan" hayal edilir.

    parasızlıktan etkilenen kişi, bunun bitmesini hayal eder. bir çocuk pelerin ile uçarak muhtaç insanları kurtarmayı hayal eder. bir işçinin bir gün patron olabilmeyi, engelli birinin bir gün koşabilmeyi, cumhurbaşkanı olan birinin bir gün başkan olmayı, sonrasında ise andromeda galaksisi lideri olarak nebula ve çevresinin oy oranını arttırmayı hayal etmesi de benzer çarklarla işler.

    böylelikle hayal, ihtiyaç kümelerinin bir araya getirilmesi, sonrasinda 'en iyi' olduğu düşünülen çarelerin tespit edilmesiyle , uzak olanın yakında teşekkülü ve vücut bulması olmaktadır.

    finalde birey uykusundan uyanacak, en tatlı sabahlar, asla çokokremle başlamayacaktır.
  2. kullanabilene, en büyük özgürlüktür.
  3. ozee
  4. çok fazla hayal etmeyi sevmem. çevremdekiler çok realist olduğumu söyler ama elimden bu geliyor. hayal kurup sonradan hayal kırıklığına uğramaktansa, gerçekçi yaklaşıp olumlu gelişen olaya sevinmek daha güzel geliyor.
  5. istediğiniz basit şeyler bile olmuyorsa ve bir de üstüne dejavu hissi yaşatıp keyifli gününüzü bile bozuyorsa bırakılması gerekendir.
  6. "hayal edebildiğiniz her şey gerçektir" demiş picasso ve einstein'da bunu destekler nitelikte şu sözleri söylemiştir.

    "hayal gücü her şey demektir. sizi bekleyen güzelliklerin bir fragmanı gibidir. hayal gücü bilgiden bile daha önemlidir.”
  7. hayal etmek özgürlük değildir ki. ne uçabilirsin ne ölebilirsin, ne çocukluğuna dönüp hesap sorabilirsin.
    istediğin kadar özgürlük de, biri bir an "kapatıyoruz hesabı getirelim mi?" dediği an 2 bacak 2 kolla, yerçekimine mahkum, göreceli olmakla birlikte güzel ya da çirkin, sınırlı bir yaratıksın.
    hayal etmek, gerçeğin ne kadar değişemez olduğunu gösterir sadece.
  8. iyi ki var olan şey.hayal gücü herseyi olabilir kılıyor.

    ben mesela şuan bir deniz kenarindayim.kumda yuruyorum ayaklarimi hafif soguk suya sokacagim.basimda ciyak ciyak öten martilar var.yaklasan bir balikci teknesinin horultu seslerine karisiyor.bak hastasin zaten üşüteceksin diyor biri.kim bilmiyorum.kumun hafif yakiciligini soguk su aliyor.parildayan dipte minik taşlar var.burnumu yakiyor deniz kokusu bu çok hosuma gidiyor ^^

    gercekte olan:koltuğa yumuldum şelale gibi akan burnumla bir başıma battaniyeye yumulduk.ikimizde mutluyuz,saygilar :)