1. kalbim her zaman olay çıkarmadan dağılmasını biliyor..
  2. hayal, insanin kendinde gormek istediginin baska bir nesne olay ya da kiside yansimasini yaratip kendine bazen iyilik bazen de kotuluk yapabilecegi tehlikeli bir şey bana göre.

    konu insansa, kendimize yetmek ve kendimizi sevmek uzerine eksikliklerimizi baska insanlar uzerinden tamamlamak adina buyuk cabalara girisiyoruz. onlara sormadan, onlari biraz bile bilmeden, onlara yukledigimiz beklentilerle onlari tanrilastirip kendi boslugumuzu doldurmasini, hediye bekleyen bir cocuk gibi heyecanla bekliyoruz. zamanlar boyu insan kendi tanrisini yaratip ona tapindi ve ondan bir seyler bekledi. oysa bu beklentinin altinda hep kendi ezildi cunku tanrisini yaratan tanri kendisiydi.

    her sey kendi benligimizle alakali. her hayal kirikligi insanin kendine donen o keskin virajli yoludur. her yol "ben" e cikar. her yol "ben"den cikar. hayal kirikliklarimiz bizim "kendine gel" sinyallerimiz, eger yeterince kulak verirsek.
    jole
  3. birçok kez yaşadığım olay. hem okulda hem iş hayatına girme aşamasında hem de insan ilişkilerinde bu duyguyu yaşadım. önemli olan her şey halloluyor da insanlara olan güvenimi yitirmemiş olmamdır. çünkü bu hayal kırıklıkları çok çabuk tersine dönebiliyor ve unutulabiliyor. tekrar edeyim, önemli olan insanlardan ümidi kesmemek.
    efzey
  4. bugün hoşlandığım kızın çalıştığı kafeye gittim.
    dün de sürpriz yapacaktık arkadaşla ama o yoktu.
    bugün haber vererek gittik.
    mk bu saatlerin ben, kız 6.30'a kadar gelin dedi.
    gittik 5.30'da bir baktık orda. bizi pek umursamadı ya da görmedi ama bence umursamadı gibi.
    her neyse bu servis mi yapıyor boşları mı topluyor ne yapıyorsa artık işi bitti ve bizi gördü sonunda.
    arkadaş otursana dedi.
    mk sanki ben değil arkadaş hoşlanıyormuş gibi o konuşuyor kızla.
    ben pasif kaldım.
    bir sigara istedi verdim.
    içerken alsancak'ta rüzgar çok bu aralar.
    kül kızın gözüne kaçtı.
    neyse bu lavaboya gitti, yüzünü yıkadı falan geldi sigarayı içti. toplam üç dört dakika muhabbet döndü ben gidiyorum dedi.
    mk işin kötüsü bu erkek arkadaşından ayrılmak üzere idi, ayrıldı mı bilmiyorum.
    telefonu açtı ben de çok bildirim gelmiş dedim, öyle kalktı.
    şimdi ben bir haftadır bu olayı bekliyorum mk, dün de geldik ta nereden sırf senin için.
    bugün de kalktık erkenden.
    bunun için miydi lan, seni 10 saniye görmek bile güzel ama bu resmen umursamamaktır.
    o yüzden hayal kırıklığına uğradım sevgili sözlük.
    moralim çok kötü, birazdan içeceğiz galiba.
    bizim arkadaşlar da olmaz olmaz o kızla diyorlar.
    ben de iyice ümidimi kestim.
    daha da onunla ilgilenmemeye çalışacağım.
    ancak bunu kendime kabul ettiremiyorum.
    beni çağırdığı ilk an yine köpek gibi yanına gideceğim biliyorum.
    bazen kadınlar bizi zannettikleri gibi değil de kalbimize bakarak sevseler diyorum.
    kime ne kadar boşluk ayırdık, bir görseler.
    her neyse kötü bir duygu.
  5. hayalin buyuklugune gore acisi degisir.
  6. belki calvino'ya sorsak o "roman başlangıcının sonunda" karakterinin pek de hayal kırıklığına uğramamış olduğunu söyleyecektir.
    ancak bana öyle geldi ki bir hayal kırıklığı vardı ortada ve şöyle diyordu karakter :
    "o anda, evrenin kusursuz düzeni içinde bir gedik, onarılması olanaksız bir çatlak açıldığını hissettim."
  7. çoğunlukla yaşadığım olay. elimde olmadan o gün en basitinden kafeye gidilecekse bile olayları aniden spesifik olarak hayal ediyorum. esen rüzgar ters gelse yine moralim bozuluyor çünkü hiçbir şey hayallerdeki kadar güzelliğe erişemiyor. bıraktım arkadaşlar. ne şimdinin ne geleceğin hayalini kurmuyorum. zor ama yaşanıyor böyle.
  8. öfke doğurur. başkasından çok kişinin kendine duyduğu bir öfke, "nasıl oldu da göremedim/anlayamadım daha önce?" şaşkınlığıdır aslolan. tabii, beklenmeyen bir itaatsizliktir hayal kırıklığı, hayal edilenin itaatsizliği. planlananın planı bozması, planlayanın gücüne bir hakarettir.
  9. hayal kırıklığı ne çok kullandığımız ne ağır bir tabir …

    hayaller kırılır mı sahi? kırılan hayallere nasıl müdahale edilir peki? kırıldığı belli olur mu dışarıdan ?

    alçıya mı alınır kırılan hayaller mesela? arkadaşlar üstüne imza atar mı alçının? sonra kolay kaynar mı kırıldığı yerden yeniden? yoksa ameliyatla kırılan “hayal ” alınıp yerine suni yeni bir hayal mi bırakılır? bu yeni takılan hayal de eski doğal hayal gibi olmaz da her yağmurda sızım sızım sızlar mı?

    ya da doktora mı gidilir hayaller kırılınca yoksa hayaller için de “kırıkçı çıkıkçı” diye birileri var mıdır? hani böyle aylarca alçıda kalmak yerine bir iki saatlik ”farklı” yöntemleriyle iyileştirebilecek kırık çıkık ne varsa…

    hayaller, hayaller hiç kırılır mı? kırılmaz di mi! kırılmamalı ! hem kırılsa duramazsin dimi! olsa olsa çıkıktır o… ya da burkulmuştur

    hem kırık olsa duramazdık dimi!
  10. yolumun üstünde olduğundan, çok sık uğrarım kendisine. hepinize selamı var. mutlaka bekliyor ziyaretine.

    tanım: olağan bir durum.