1. "bir sinema dergisine abone olalım, hangisine olalım?" sorusuyla geçenlere bir kitapçıya gittim. birkaç dergi alayım beğendiğimizle yola devam ederiz diye düşündüm. 2 ayda bir yayınlanan 'hayal perdesi'nin de kapağında zvyagintsev'in nelyubov'asına yer verilmiş. 2017 türk sineması dosyası, dönme dolap, loving vincent vs. ise kapakta kendine yer bulan diğer konu başlıkları. o an için dergiyi açıp içine bakma fırsatım olmadığından elimdeki ipuçlarından dergiyle birbirimize uygun olup olmadığımızı anlamaya çalışıyorum. arkasını çevirdim, absürt bir reklam alınmamış. tamam dedim buna bir bakalım.

    oturduk bir kafeye, söyledim adaçayımı. ohh keyfim yerinde tabii. açtım dergiyi o da ne ilk sayfada ahmet davutoğlu'yla göz göze geldik. benim bir ağzım ekşidi. neyse dedim, çevirdim sayfayı. derginin sahibi bilim ve sanat vakfı imiş, bir yerlerden tatsız bir çağrışım yaptı ama tam da toparlayamadım. istanbul kalkınma ajansı, türkiye cumhuriyeti kalkınma bakanlığı, istanbul şehir üniversitesi... taşlar yerine güzelllce oturmaya başladı. neyse ağzımdaki buruk tatla birkaç yazıya göz attım. açıkçası hiç biri keyif vermedi, yeni düşüncelere sevk etmedi, ufkumu açmadı, güzel bir duygunun fitilini ateşlemedi.

    göz attığım bazı yazılar yalnızca filmin konusundan bahsetmeyi amaçlayan kısa tanıtımlar gibiydi. bilgiden öte bir fikir, bir düşünce bulamadım. ayrıca çoğu yazıdaki naif müslümanlık dekoru canımı sıkmadı desem yalan olur.

    yeni ve çarpıcı fikirlerden, kısıtlanmamış düşüncelerden ve tabii ki cinsellikten epey uzak mutaassıp bir sinema dergisi 'hayal perdesi'. yollarımız çok kısa sürede ayrıldı, kendime uygun sinema dergisi arayışım devam ediyor, fikirlere açığım.