1. can yücel'in, köy enstitülerinin kurucusu, babası hasan ali yücel'e ithafen yazdığı, eksik yaşanmışlığın hüznünü barındıran itirafı.

    "hayatta ben en çok babamı sevdim.
    karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
    çarpı bacaklarıyla – ha düştü, ha düşecek –
    nasıl koşarsa ardından bir devin,
    o çapkın babamı ben öyle sevdim.

    bilmezdi ki oturduğumuz semti,
    geldi mi de gidici – hep, hepp acele işi! –
    çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
    atlastan bakardım nereye gitti,
    öyle öyle ezber ettim gurbeti.

    sevinçten uçardım hasta oldum mu,
    kırkı geçerse ateş, çağ’rırlar istanbul’a,
    bi helallaşmak ister elbet, di mi, oğluyla!
    tifoyken başardım bu aşk oy’nunu,
    ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu.

    en son teftişine çıkana değin
    koştururken ardından o uçmaktaki devin,
    daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
    açıldı nefesim, fikrim, canevim.
    hayatta ben en çok babamı sevdim."

    can yücel
    ozee