1. sararıp solamazsın
    kök salıp duramazsın
    istesen de yok olamazsın
    toprağında ot biter.
    abi
  2. hissizlik ile karıştırıldığı ve hissizlik ile peyda olan zihin döngüsü. varlığın tekamül ve tekabül etmesi evrelerinden nükseden bu durum, insanın doğa ile olan diyalektik yasası uyarınca mümkün bir şey değildir. insan, uhrevi haberdar metinlerinin verileri olan kutsal metinlere binaen "hiç" olgusu üzerine bâni değildir. semâvi kitaplarda ilk insanın ismi olan "âdem" hem varlık hem de yokluk anlamına gelmektedir. ismin elif harfi ile başlaması varlık, ayn harfi ile başlaması yokluğa işaret etmektedir. fakat varlığın öncesi yokluk ve sonrasında âhir olan olgu varlık şeması üzerine haşır neşir olur. ölümden öte bir cihân ve ahiret inancı olmayan bir birey bile yokluğu ve hiç olmayı içselleştirmemesi ve buna istinaden çürüyen et ve kemiğin toprağa karışım ve döngünün bir filiz ile zuhur ettiğine bilimsel kanıt sürmesi: insanî melekelerin hiç olmayı reddettiği kabul edilir. ahiret inancı, reankarnasyon, samsara, döngü, evrim ve sair içtihat ve önermeler hiçlik mefhumuna antitez olarak düşünce sistemi olmuştur. insan, fıtrat ve yaratılışı hiç olma uzantısı değil, var kalma, var olma, varlık basamakları minvalinedir. hiçsizlik yok hissizlik o ve hissizlik de başka bir mesele. gönül meselelerinde olur ekseriyetle ve hülasa başka bir başlık altında zikrine zihin yoğrulur.
  3. "araf" sözcüğünü aklımızın bir köşesinde tutalım. sonra da şu iki cümleyi sıralayalım:

    "oysa şimdi tam da yok olma zamanıdır. zira yaşayan her ne ise ya uyumuştur ya da uyanmış."

    çocukluğa dönelim sonra. hayır, çocukluğa dönmeyelim, "çocukluk" sözcüğünü hatırlayalım sadece. sonra da şu cümleyi sıralayalım:

    "yarı bilinç, yarı bilinçsizlik hâli içinde ortaya çıkan, serbest düşen, umarsız yükselip elips çizen özgür düşünceler... tıpkı bir dans pistinde olacağını hayal ettiğimiz gibi. köşesiz."

    mayışmak, dersem ne düşünürsünüz? ya da, uyuklamak, desem mesela. çocukken sıkıntıdan mayışıp öğleden sonralarının uyuklamalarına doğru yolculuk ettiğiniz, yarı bilinç ve yarı bilinçsizlik hali, gibi.

    araf, benim için böyle bir şey. hiçsizlik de, bilemiyorum, yani benden duymuş olmayın ama, işte bu araftır. tamam tamam, kasılmaya gerek yok. hiçsizlik, araftır benim için. araf da yukarıda yazdıklarımdır. en azından dünyadaki araf.

    eğer hala okuyorsanız, sizi şöyle almak isterim:

    (bkz: çocukluğum mayışarak geçti)
    edit:
    başlık olarak açmamışım. o yüzden: (bkz: #16723)
  4. "bazen kendini hiçliğin ortasında bulursun,
    ve bazen hiçliğin ortasında kendini bulursun."