-
youreads puanı (9.48)
-
"the grass was greener" cümlesini içeren şarkı.
bu cümle hayatın özeti olabilir. çocukluğunuzu düşünün, çimenler daha yeşil değil miydi? -
sözleri şöyledir:
"high hopes"
beyond the horizon of the place we lived when we were young
in a world of magnets and miracles
our thoughts strayed constantly and without boundary
the ringing of the division bell had begun
along the long road and on down the causeway
do they still meet there by the cut
there was a ragged band that followed in our footsteps
running before time took our dreams away
leaving the myriad small creatures trying to tie us to the ground
to a life consumed by slow decay
the grass was greener
the light was brighter
with friends surrounded
the nights of wonder
looking beyond the embers of bridges glowing behind us
to a glimpse of how green it was on the other side
steps taken forwards but sleepwalking back again
dragged by the force of some inner tide
at a higher altitude with flag unfurled
we reached the dizzy heights of that dreamed of world
encumbered forever by desire and ambition
there's a hunger still unsatisfied
our weary eyes still stray to the horizon
though down this road we've been so many times
the grass was greener
the light was brighter
the taste was sweeter
the nights of wonder
with friends surrounded
the dawn mist glowing
the water flowing
the endless river
forever and ever
-----------
1994 çıkışlı the division bell albümünün kapanış şarkısıdır, çok hoş da bir solosu vardır. -
bu parça karanlık ortamda kulaklık ile dinlenmelidir. aksi takdirde gereken haz alınamaz. -
en iyi perfomansının david gilmour'un 2001 yılında Meltdown konserinde gösterildiği şarkı.
çalgıcılar;
David Gilmour : Gitar, Vokal.
Neill MacColl : Gitar, geri vokal. (david gilmour sololarını en iyi yorumlayan gitarist)
Michael Kamen : Piyano, ingiliz obuası. ingiltere'nin yetiştirdiği en büyük müzik insanlarından. vefatı 2003 yılı.
Chucho Merchán : Kontrbas (siyah tırnak boyalı çılgın)
Caroline Dale : Çello (dikkat! irish girl. oda orkestrası tadında.)
Dick Parry : Sax ( yırtık saksafon)
Nic Fransa : Davul & Perküsyon (beynini dörde bölebilen adam)
geri vokaller;
Sam Brown, Chris Ballin , Pete Brown, Margo Buchanan , Claudia Fontaine , Michelle John Douglas , Sonia Jones, Carol Kenyon , David Laudat, Durga Mc Broom , Aitch McRobbie , Beverli Skeete
bu performansı dinlemeden ölmeyin. -
david gilmour ın sonda ki slide solosu insanı ayrı boyutlara götürür cidden umut kokan bir
müziğide vardır ama sonda ki solosu cidden ayrı bir ustalık dinleyicisini kendinden geçirir -
uzun ve boş bir günün akşamında loop'a alıp sözlerini çevirme çabasına giriştiğim, kanımca 20. yüzyılın en mükemmel sanat eserlerinden biri olan pink floyd harikası. bu çabamın meyvesini de aşağıya iliştireyim.
gençken yaşadığımız o yerin ufkunun ötesinde
mucizeler ve mıknatıslar dünyasında
düşüncelerimiz durmaksızın, sınır bilmeksizin ve başıboş dolanıyordu
ayrılık çanları çalmaya başlamıştı
o uzun yol boyunca ve bataklık yolunun altında
buluşuyorlar mı hala o yol ayrımında?
eski püskü bir grup vardı ayak izlerimizi takip eden
zaman düşlerimizi çalmadan önce kaçan
ardında bizi yeryüzüne bağlamaya çalışan sayısız küçük yaratığı bırakarak
yavaş bir çürümeden ibaret bir yaşam için
çimler daha yeşildi
ışık daha parlaktı
dostlarca kuşatılmış
mucize gecelerinde
arkamızda parlayan köprülerin közlerine bakıyoruz
öbür tarafın ne denli yeşil olduğuna dair bir görüntü yakalamak için
ileri gidiyoruz ama uykumuzda geri dönüyoruz
bir akıntının gücüne kapılarak
yüksek irtifada açılmış bir bayrakla
o hayali dünyanın baş döndüren yüksekliğine ulaşıyoruz
ebedi hırs ve tutkuyla dolmuştuk
hala tatmin edilememiş bir açlık vardı
bitap düşmüş bakışlarımız hala ufukta geziniyordu
oysa ki çok kez yürümüştük bu yolda
çimler daha yeşildi
ışık daha parlaktı
tatlar daha güzeldi
mucize geceleri
dostlarca kuşatılmış
şafağın sisi parlıyor
su akıyor
sonsuz bir nehirde
sonsuza dek -
nedendir bilmem grubun en çok dinlediğim şarkısı. sakin sakin gidiyor şarkı. -
tek kelimeyle mükemmel bir veda hele o solosu... -
takılıyorsundur her zaman gittiğin barda. artık mahalle barı olmuş orası, herkesi tanıyorsun ama sima olarak ama sohbetin var. çünkü çoğu müdavim. güveniyorsun, güveniliyorsun, seviyorsun, seviliyorsun derken bu şarkı bi' başlar baba çalmaya.. haydaa olursun. "hayırdır yaa!" dersin. arjantinleri herkes kaldırır havaya işte o duygu başkadır. bu şarkı bize bambaşka duygular verir. ,gözünüzün önüne (bkz: 1968 mexico city olimpiyatları) (bkz: tommie smith) (bkz: john carlos) (bkz: peter norman) bu tablo düşer.
ulan bi' an kendini bi' bok yapıyorum havasına sokarsın. sonra kapının önünden eylem yaparak hak arayan insanlar geçer. sonra anlamsızca yine kafanın için de dolaşırsın. şarkı biter.
bu başka şey. 7 dakikalık bir şey. -
roger waters'dan sonra pink floyd'un yaptığı en güzel, en yüce şeydir. the division bell albümünde yer alır.