1. vuku, gerceklesme;
    kable, önce;
    his, bildigin his.

    bir olayi meydana gelmeden hissetme.
  2. (bkz: önsezi)
    kalp kalbe karşı anlamında da kullanılan kelime.
  3. böyle bir ifadeden ilk kez haberdar oluşum şu şekilde oldu; üniversiteye ilk hazırlandığım sene dershanenin soru çözümlerine giderdim sık sık. her ders için bir masa, her masada bir öğretmen, ve masanın önünde de metrelerce öğrenci kuyruğu şeklinde saçma bir sistem vardı. kuyruğun ikinci yarısına sıra gelemeden soru çözümü biterdi hatta. neyse, bir gün bu ilk yarının içinde olma şerefine erişip de geometri masasında sıra bana geldiğinde yapamamış olduğum tek üçgende benzerlik sorusunu adamın önüne koydum. şöyle bir baktı, üçgenlerden birinin içine açılar yerleştirmeye başladı. mesela onun ütopyasında soldaki üçgen dikti, böylece gerekli olan uzunluklar anında bulundu ve benzerlik oranıyla soru çözüldü. cevap da doğruydu ama adam kendi kafasına göre yerleştirdiği bir dik açıyı referans alarak; belki de tesadüfen çözmüştü. ben de pekala yapabilirdim bunu son çare olarak. 35 dakika bekleyişimin karşılığının bu olmasına sinirlenerek gayet sert bir şekilde; " iyi de buranın dik açı olduğunu nasıl anladınız? " dedim. bir süre suratıma baktıktan sonra elimden kalemi alıp, sorunun yanına büyük harflerle hkv yazdı. tek kaşımı kaldırdım. bu defa " hissikablelvuku. önsezi. özellikle lys geometrisinde ona güvensen iyi olacak. " yazıp, " sıradaki öğrenci! " diyerek beni postalamış oldu. o günden beri ne zaman bunu duysam aklıma anlamından önce üçgendeki dik açı gelir.