1. kışın bizimkiler bir kaç gün kalıp gittikten sonra yataklarını kaldırmıyordum. annemin giydiği pijamaları giyiyordum önce sonra giriyordum yatağa.. bizimkiyle çok uyumsuz olsak da, ben kazık kadar olsam da... o koku için, kokuları için ..

    sonra güzineyi yakar arada patates atarım. yanmaya başlar ufaktan; olmuştur. kabuklarıyla yerim ve o koku...

    kokulu yeşil incir var, özellikle reçeli.. içimi açıyor o koku da...

    bahçeden maydanozları toplayıp ince ince kıymaya başladığım anda ortaya çıkan koku..

    bir de elime genelde bakım için kullandığım menekşe yayı var. bazen saçlarıma da sürerim...
  2. eskinin kokusudur. eski olan, güzel kokar. anne, kitap, hatıra kalmış köşe bucaktan çıkan eşyalar...
    somut bir şey olmasına da gerek yok. anılar bu yüzden güzeldir mesela.
    öyle ya, güzel kokmasaydı anılar, burnumuzun direği sızlayıp gözlerimiz dolar mıydı?
  3. bebek kokusu.
    parfümü olsa çok satılacaktır, varsa da değeri bilinmiyordur.
  4. manolya , hanımeli, bir de sabahın erken saatlerinde deniz kokusu
  5. annemin kokusu
  6. akşam üstü denizde dubaya sırt üstü yatıp başını dubadan aşağı sallandırıp ters düz olmuş ufuğa bakarken içine çektiğin o tuzlu su kokusudur. doğu karadeniz dağlarının doruklarında soluduğun berrak havanın eşsiz kokusudur. anne kokusu zaten sıkça söyleniyor ama ben buna yeni doğan bir bebeğin kokusunu da eklemek istiyorum. gerçekten huzur veriyor