1. suçsuz olduğu anlaşılıp pardon diye geri salınmaları ortadan kaldıracak bir infaz türü.
  2. bence kesinlikle geri getirilmemesi gereken sistemdir.
    1) insanların ne yapmış olurlarsa olsun yaşama hakları elinden alınamaz. bunlar için mühebbet hapis cezaları var.
    2) idam cezası gelmesi demek,hukuk sistemi bitmiş bir ülkede cinayetlere sebep olur. tecavüzcüler,adam öldürenler zaten bir şekilde serbest kalıyor, olan eylem yapan,gezi yapan, ankara saldırısına tepki,yolda kız/erkek arkadaşının elini tutan kişilere olur,keyfe keder idamlara yol açılır.
  3. üniversite eğitimi almış canlı bombaların sokaklarda yürüdüğü, caddelerde araba kullanıp merkezi yerlerde kendini öldürerek patladığı; facebook'ta pedofili insanların çocukları ağına düşürmek için yaptıkları; kadınların, çocukların aşağılandığı, tecavüz edildiği ve daha nice sevimsiz, kalp parçalatan, asfalyaları attıran insanların yaşadığı bir dünyada hukuğun öfkeyle, hırsla, empatiyle, medeniyet ile filtrelenmemiş bir içgüdü eşliğinde işlemesi ile ortaya çıkan bir cezadır idam.

    idam cezasını haklı bir acı ve empatiyle isteyen toplum üyesinin aslında iyi bir niyeti vardır, o da hak yerini bulsun, kötülükler dursun, bitsin ister. masumun başına kötü birşey gelmesin ister. ancak iki yanlışın bir doğru etmediğini hatırlamak lazım. idam cezasını hakeden suçları, toplumda bir mikrop yada hastalık olarak görsek, o suçu işleyen kişiyi öldürmek sadece hastalığın semptomunu yoketmeye çalışmak olmaz mı?

    insanlar ölümü göze alıp bu kadar kötülüğü yaparken, o suçu idamla yargılamak uzun vadede caydırıcı etki yapar mı, işe yarar mı ki acaba?

    keşke kötü kişileri kötülük yapmadan önce yakalayabilsek. gerçi o zaman da idam cezasının etiği ne olur diye de düşünmeden edemiyorum...

    (bkz: minority report - steven spielberg)

    benim yerime öldürmeyin diyorum ben de..
  4. bu topraklardan uzak dursun.
    yapmayın, etmeyin ülkenin bu halinde idam geri gelse karambolde binlerce insanın gezici,paralelci ,terörist vb diye yaftalanıp asılacağını ön görmek zor olmasa gerek.
  5. ağır ceza reisi dedesi tarafından daha önce bir mahkum hakkında idam kararına hükmedilen bir hukukçu olarak verilmesi çok çok zor bir karar. bana aktarıldığı kadarıyla dedem kararı verdikten sonra infaza kadar bir hafta boyunca her gece, sabaha kadar dosyayı tekrar tekrar tetkik etmiş. yani bazı olaylar ve suçlar yönünden istisnasız evet verilsin diyeceğiniz bu karar sonucunda bir insanın hayatına son verileceğini unutmamak lazım. ama terazinin diğer yanında da nefes almasına dahi tahammül edilemeyecek suçları işleyen, akıl sağlığı yerinde suçluların da bu toplum içinde varlıklarını sürdürmeleri doğru değil. sonuç; çekinceli şekilde uygulanmasını destekliyorum.
  6. çocuklara yonelik suclarda mutlaka olmasi gerektiğini düşünüyorum. pedofillerin iyileşme gostereceklerine kesinlikle inanmıyorum. diğer yandan erdal eren geliyor aklıma olmasın diyorum. sadece pedofillere uygulanacaksa siyasi suclar olmayacaksa anca olabilr.
  7. hukuk'un bir insanı öldürmesidir.

    yargılamada yapılabilecek yanlışlıklar, hapis cezasında "pardon" denilerek son bulabilir ancak idam cezasında geri dönüş olmayacaktır.
  8. her şey olup bittikten sonra kişinin masum olduğu anlaşılırsa ne olacak? sorusunun cevabından dolayı olmaması gerekendir.
  9. bu konuda becceria'nın suçlar ve cezalar kitabındaki düşüncelerini benimsediğim hayata son verme cezası. "idam cezasının kabul ve tatbik edildiği bir millette, her idam yeni bir cürmün işlenmiş olduğunu gösterdiği halde, müebbeden hürriyetinden mahrum edilen ayni tek adamın hayatı uzun ve devamlı bir ibret halindedir. eğer kanunların hakimiyetini bu tarzda izhar eylemek çok zaruri ve faydalı ise, bu takdirde sık sık idam mahkumu görmek lazımdır. böylece idam cezasından beklenen faydaları silmemek için, bu cezaya müstahak suçların sık sık işlenmesi bir zaruret olur" diyen beccaria idam cezasının etkililiğinin kısa süreli olacağını belirtmektedir. her milletin kısa süre için dahi olsa ölüm cezasını uygulamaktan kaçındıklarını vurgulayarak bunu da milletlerin fedakarca tutumlarına bağlamaktadır. sonra ise şu anlamlı cümleyi kurmuştur; "ah! ne yazık ki, beşeri saran zulmetin kesafet ve devamlılığına mukabil, büyük hakikatların bünyesi ve bahtı bir kıvılcımın kısalığı nisbetinde ömürlü oluyor."
    becceria sadece kargaşa dönemlerinde, milletin huzur ve sükununu bozmaya yetkin olupta rejim için tehlikeli ihtilallere yol açılabilecek durumlarda vatandaşa ölüm cezası vermenin bir zaruret olduğunu belirtmektedir.
    "lakin, kanunların hakim olduğu sükun devrelerinde ve milletin müşterek reyi ile teşekkül etmiş bir hükümetin iradesinde, dahilde gerek ordu ve gerek bundan da daha kuvvetli olan efkarı umumiye tarafından tutulan ve harici düşmanlara karşı da müdafaa tedbirlerini alabilmiş, ve bu itibarla bütün iktidar hükümdarın elinde toplanmış ve zenginliğin huzur ve zevkleri satın alabildiği bir devlette, vatandaşın hayatına nihayet vermekte hiçbir zaruret olamaz."
  10. öldürmenin, bizim gibi bir ülkede öldürmenin, ölmenin dahada kolaylaştırılması için başlıca yöntem, adeta kampanya.