1. filozof platon'un dünyasıdır aynı zamanda. bir sahtecilik içinde kıvrandığımızı anlatan öğretidir. kısaca:

    platon'a göre gerçeklik, iki'ye ayrılıyor.

    bunlardan biri hakkında tam olarak fikir sahibi olmadığımız ve olamayacağımız 'duyular dünyası' dır. bu bilgilere ise, kendileri ise tam olarak bilinmeyen beş duyu sayesinde ulaşırız. görecelidir, öznel bilgilerdir bunlar, kalıcılığı olmadığı gibi gerçekliği de yoktur.

    diğeri ise idealar dünyası'dır. idealar dünyası'nın bilgilerine aklımızı ve mantığımızı kullanarak ulaşırız. yani idealar dünyası, duyular aracılığı ile bilinemez, anlaşılamaz, reddedilir. buna karşın idealar, ebedidir, değişmezdir. yani platon, doğadaki tüm görüngüleri ebedi biçimlerin ya da ideaların gölgelerinden ibaret görmektedir. kendisinin bir betimlemesi, idealar dünyasını çok güzel açıklamaktadır:

    ''bir yeraltı mağarasında yaşayan insanlar düşünün. sırtları güneşe dönük, elleri ve ayaklarından bağlanmışlar; onun için mağaranın duvarlarını görebiliyorlar sadece. arkadalarında yüksek bir duvar daha var ve bunun ardında da çeşitli şekilleri duvardan bize daha yüksekte tutarak, in benzeri varlıklar gidip geliyor. bu şekillerin arkasında bir ateş yandığından, titrek gölgeleri düşüyor mağara duvarlarına. mağarada yaşayan insanların görebildiği tek şey de, işte bu ''gölge oyunu''. doğduklarından beri öylece oturuyorlar ve dolayısıyla sadece bu gölgelerin var olduğunu sanıyorlar.''

    ''mağaradakilerden birinin bağlarından kurtulduğunu düşünün. önce mağara duvarındaki gölgelerin nereden geldiğini sorar bu kişi kendine. ''gerçeğe'' bakınca o kişiye ne olur? öncelikle sivri ışık, gözlerinin kamaştırır. şekillerin keskin hatlarına bakmak da gözlerini kamaştırır. ne de olsa şimdiye kadar hep gölgeler görmüştür.. fakat sonrasında gözleri açılır ve her şeyin ne kadar güzel olduğunu görür. ilk kez gerçekten ''gerçeği'' algılayacaktır bu kişi.. mağaradan çıkan bu şanslı kişi, isterse doğaya atılıp henüz kazandığı özgürlüğünün tadını çıkartabilir. ama hala aşağıda, mağaranın içinde kalanları hatırlar ve geri döner. onlara duvarda gördükleri gördükleri şeylerin aslında gerçeğin sadece bir yansıması olduğunu anlatır. ama kimse inanmaz doğal olarak.. duvarları gösterip orada o şeylerden başka bir şey olmadığını söylerler. ve belki, öldürürler onu..''