1. girmesi kolay çıkması çok zor bütün tesisi dolaştırıyorlar geri dönülemez bir yola giriyorsunuz.
  2. ikea sosyolojik bir olgudur. zenginlerden çok fakirlerin nefret ettiği, markadan ziyade bir zihniyettir. fakirler buradakilerden daha iyisini alamadıkları için içten içe nefret ederler.
    ortalama insanlar ikeaya layık görülmekten nefret ederler, tiksinirler.
  3. bir arkadaşın bir zamanlar içindeki o uzun yolculuğa girdiğinde dolaplardan birini açıp, içine saklanıp insanları korkutma girişiminde bulunduğu ortam. çıktıktan sonra ki itirafı gönlümü fethetmişti;

    "içeri saldım, bırak şimdi açanlar düşünsün."
  4. restoran kısmında herkesin bayıldığı isveç köfteyi sevmeyen nadir insanlardanım. ben kasa tarafındaki ecnebi bisküvilerle çok ilgiliyim bence muhteşemler. ayrıca restoran kısmında yiyeceğime hotdog yerim çok daha lezzetli. mobilya kısmına gelecek olursak çeşit çok ama fiyatları da genel olarak fazla uçuk o sebeple ikea evimizin herşeyi mi bilemiyorum altan.
  5. eğer doğru kullanılırsa hayat kurtarıcı olabilir. nasıl doğru kullanılırsa? yani bir örnek vereyi kendimden. çok yakın bir arkadaşım vardı, yıllarca öğrenci evi gibi yaşadı. on seneden fazla böyle yaşadıktan sonra evlendi. çok yakın olmamıza rağmen yeni evini nasıl dekore ettiği konusunda hiç bir fikrim yoktu. neyse bir kaç gün sonra davet ettiler, gittik arkadaşlarla. bir baktım ev küçük bir ikea. salon, diğer oda, yatak odası ne var ne yok ikea. yani marketi olsa yiyecekler bile ikea olacak. hatta boş kalan odanın adını ikea odası koymuşlardı, ciddilerdi bu hususta.

    neyse efendim zaman geçti, ben de ülke değiştirdim. geldiğim yerde bir kaç zaman paylaşımlı evler, air bnb derken sonunda bir ev tuttuk. en acil ihtiyaç buzdolabı ve yataktı. buzdolabını hallettik, sonra ikeaya gittik. ucuza bir döşek ve yatağın çerçevesini aldık, ertesi gün getirdiler. bir de çok ucuza masa ve dört sandalye vardı, onları da aldık. yaklaşık iki ay da evi adam ettik sıfırdan. ama kalan her şeyi ikinci el dükkanlarından aldık. kanepe lazım oldu, ikinci el sitesinden bulduk, şansımıza da türk arkadaşlar çıktı, çok ucuza ikili kanepe, iki tanede koltuğunu aldık takım. tabak, çanak ikinci el, battaniye, ufak sehpa ne ararsan. hatta geçenlerde yolda yürürken bir kapı önünde dört sandalye gördük aldık hanımla, attık tramvaya getirdik eve. beleşçilik gibi gelebilir ama çok zevkli.

    ikea içine girince insanı gerçek anlamda büyülüyor. ama yine de dikkat etmek lazım. kaliteli ve ucuz denk getirirsen ne ala. yoksa iliğini kemiğini sömürebiliyor insanın. oda yapıp adını da ikea koyuyorsun.
  6. how i met your mother'da "aykia" diye telaffuz ediyorlardı. söylemesi cidden hoş oluyor.

    bir şey anca %99 indirimdeyken alınınca cebe uygun oluyor. ama çok da hakkını yememek lazım. ürünleri dayanaklı ve göze hitap ediyor.
  7. erkek arkadaş ortamında kataloğu olması halinde mdf'nin metrekaresi üzerinden kâr hesabı yapılmasına sebep olan firma
  8. kırtasiye bölümünü çok seven tek ben miyim?
  9. evinizi döşeyebileceğiniz yap-boz dükkanıdır...
  10. sadece banyo bölümüne bakabilmek için bütün bölümleri başarıyla tamamlanız gereken yer. sanki bilgisayar oyunu oynuyorsunuz ve bir levelı tamamlamadan diğerine geçemiyorsunuz.