1. aslında olması gereken şey ilk isimle hitaptır.

    bakınız:
    geçen okulda eda geldi "verguzbay sinem'i gördün mü" dedi. şaşırdım ilk önce. bizim sınıfı geçtim okulda tanıdığım sinem yoktu. "sinem kim?" dedim. "nasıl tanımazsın? bizim sınıfta, kısa boylu sarışın hergün beraber dolaşırız." dedi. beynimin en ince kıvrımına kadar çalıştırdım ama sinem diye birini ne görmüştüm ne de duymuştum. biraz şaşırmış şekilde "bizim sınıfta sinem diye biri mi var?" dedim. eda birden "daha geçen gün konuşuyodunuz nasıl unutursun sinemi" dedi. suçsuz yere trip bombardımanına tutuluyordum. olay yerinden uzaklaşmam gerektiğine karar verip yemekhaneye gittim.

    yemeğim bitmiş sınıfa giderken feyza geldi yanıma. "bay verguz beni nasıl tanımazsın sana çok kırıldım." dedi. yemeğin vermiş olduğu rehavetle "dalga mı geçiyosun feyza seni nasıl tanımıyım ben" dedim. parçaları birleştiremiyordum. herşey birbirine girmişti. ama feyza ısrarla ve tribin vermiş olduğu yetkiye dayanarak "mr. verguz sen beni tanımıyosan bende seni tanımıyorum bundan sonra" dedi. feyzanın çocuklaştığını düşündüm. birden "kaç yaşındasın sen? kaç yaşındasın sen? bi dakka kaç yaşındasın sen? hayır kaç yaşındasın sen? kaç yaşındasın sen? bana yaşını söyle, hayır yaşını söyle bana, kaç yaşındasın sen? hayır kaç yaşındasın sen? kaç yaşındasın?" dedim. şaşırmış bir ifadesi vardı. birşey demesine izin vermeden "feyza seni tanıyorum. bak sana isminle hitap ediyorum. farkındasın değil mi?" dedim. beyninde şimşekler çakmış, kafasının üstünde ampul yanmaya başlamıştı. sessizce uzaklaştı.

    bu olaylardan sonra eda nın aslında feyzayı aradığını ve feyzanın ikinci isminin sinem olduğunu anladım. okulun ortasında kahkaha atmaya başlamıştım. güvenlik gelip "komik birşey varsa söyle beraber gülelim" dedi. afallamıştım. "sen kimsiniz?" dedim. "ben türkçe öğretmenliği okumuş ve atanamamış güvenlik görevlisi mahmut abiyim" dedi. gözlerimden bir çift damla çıkıp "ağlayalım mı abi?" dedi. omuz silktim. "gerek yok erkekler ağlamaz" dedim.

    ertesi gün edayla feyza yanıma geliyordu. gülmemek için kendimi tutmaya çalıştım. ama yüzlerindeki ifade o kadar komikti ki gülmemek imkansızdı. ikisine de durumu anlatıp ayçiçek yağı misali üste çıktım. ne zaman bunları görsem gülerim. zamanla kendileride gülmeye başladı.
  2. tahminimce bu bir histen kaynaklanıyor. birinci ismi erk koyuyor ikinci ismi ise sevgi koyuyor. yani ailede sözü geçen birinciyi, çocuğun varlığı ile en çok sevinç duyan ve sevilen kişi (anne baba hala vs) ikinci ismi koyuyor. sonra herkes sevgi bağı daha yüksek olanın koyduğu isimle seslenmeye istemsiz bir eğilim gösteriyor. buradan ataerkil bünyelere tavsiyem ikinci isme talip olup zafere doğru şanlı adımlarla yürümeleri.
    abi
  3. iki isme sahip olmak;

    "size hangi isminizle hitap etmemi istersiniz?"
    "hangisini kullanıyorsun?"

    sorularına neden olan bazen can sıkıcı bir durumdur. ikinci ismin kullanılmasının bence ya da kendimden edindiğim tecrübeler doğrultusunda en önemli sebebi; tercih edilen olması ve soyadından önceki isim olmasıdır. (tabi ikinci isimden kasıt 'ahmet veli kaçınkurası' ndaki 'veli' ise. dar alandaki kısa paslaşmalarda, genelde a. veli kaçınkurası kullanılır). sınava girişteki kodlamalarda işkence olur.

    her iki ismi birden kullanmak, yaygın kalıp diyebileceğimiz isimlerde göze batmasa da uyumsuz ya da alışılagelmedik isimlerde sanki zorlama bir iddia katar.

    ilk yorumdaki önermede olduğu gibi aile büyüklerinin gönlü olsun diye olabildiği gibi bazen keyfi de olabilir. keyfi olanı iyidir, size iki isim sunar, bazen yaygın kullanmadığınız isminizi duymak hoşunuza gider, değişik gelir.

    bir de şöyle bir işlevi var iki ismin; size seslenenin, tanıdığınız, samimi olduğunuz ya da olmadığınız biri olup-olmadığı konusunda, sizi tanıyan birine izlenim verir. tabi her zaman "ben bu ismini daha çok seviyorum" diyerek atıl isminizi kullanan samimi bir arkadaşınız çıkacaktır.
  4. genellikle ilk isim büyüklerin hatırı gönlü kırılmasın diye konulduğu, ikinci isim ise ailenin koymak istediği asıl isim olduğundan ikinci isimle hitap eder herkes.