1. bu dengesizlik insanları kudurtuyor ve sevilen kişi egosunu çoşturup sevenin canına okurken, seven de aldığı her negatiflikle daha bir seviyor , bir yerden sonra gurursuzlaşıp , tehlikeli olduğu da gözlenebilir. sevgi gibi saf bir şeyin içine egonun girdiğini görüp içim yanarken bir yandan da aslında sevginin egodan doğan bir şey olduğunu düşünüyorum. sonra bir bakıyorum ki kafam çok karışmış diye burnumu karıştırmaya başlamışım. annem elime vuruyor falan..
  2. çok temel bir şey, yanyana iki şey asla eşit olamaz. iki en yakın arkadaşa bakarsanız da bir tarafın bir tık baskın geldiğini görürüz yani iki kişi arasında terazi asla tam dengede değildir. biri daha çok biri daha azdır muhakkak. bu bazı sevgi, bazı fedakarlık bazı başka şeyler..
  3. şu ana kadar hep daha çok seven oldum sanırım. yorucu ama elimde olmayan bir durum. bana aynı sevgiyi duymamaları sorun değil ama benim yerime başkalarını daha çok sevmeleri üzüyo
    wtf
  4. gayet normal bir şey olduğunu düşündüğüm.hiç bir zaman eşit bir sevgi olabileceğini düşünmüyorum.
  5. normal bir sey. hic bir zaman esit sevgi olmaz. esit olsa muhtaclik lazimlik olur zaten
  6. kadın için nasıldır bilemiyorum ama kendimden örnek verecek olursam daha fazla seven kişinin aşırılıklarının aradaki çekim duygusunun yitmesine sebep olduğu gözlenmiştir.
    sad but true
  7. sonu genelde az seven tarafın ilişkiyi bitirmesiyle sonuçlanır (ya da sonuçlanmaz. benim başıma geldiğinden böyle söylüyor da olabilirim. neyse konumuz bu değil)

    fazla seven taraf elinden gelenin fazlasını yapan kişidir de ayrıca. emeğinin karşılığını (yok arkadaş alamıyorsun) bir iki sevgi cümlesiyle de olsa almak ister.

    sanırım bunun hakkında daha fazla yazmaya devam edersem, o nefret edilen uzun yazılardan birine dönüşebilir

    velhasılıkelam fazla seven, fazla fazla üzülür
  8. şöyle de yazılmışı var: ^:murat menteş^

    "aşk, paradoksal olarak romantik bir eşitsizlikle ilerliyordu. iki kişinin birbirini aynı yoğunlukta sevmesi imkansız. dolayısıyla aşkta acılar ve sevinçler hakkaniyetli paylaşılmaz. aşk adil değildi. demokratiklik ve özgürlükçülüğün kıyısından bile geçmiyordu. dahası istikrar ve kalıcılıktan da nasipsizdi. sana en şiddetli tokatı patlatacak eli okşamaktan ibaretti! "
  9. hep böyle olmaz mı zaten?
    bu durumu sadece ilişkiye indirgemek doğru değil. normal bir arkadaşlıkta da iki taraf birbirini aynı derecede sevmez, aynı değeri vermez ki zaten veremez de. sebebi de kişinin içselliğiyle alakalıdır. tabi bu durum arkadaşlıkta çok göze batmaz.
    ama aşk ilişkisinde eğer bir uçurum oluşuyorsa bir süre sonra olay patlak verir. fazla seven kişi fazla değer verdiği için gösterdiği çabadan yılar. karşı tarafa bunu farkettirmeye çalışır ama muhtemelen farketmeyecektir. kişi iyice bıkıp bu işi sonlandıracaktır.
    sonunda yine çok seven taraf üzülecektir. buna engel olmak gibi bir şans yok. kimi ne kadar seveceğimize biz karar veremiyoruz maalesef. başa gelen çekilir. önemli olan bu durumu kullandırmamak.
  10. kimin daha çok sevdiğini bilemeyiz diyerek konuya son noktayı koymuş bulunuyorum. konu kilit. (*:swh)