1. müzik kesinlikle bana göre en büyük ilhamdır. ardından doğru ortam ve güzel bir yaşanmışlık da eklenebilir.
  2. birinin ona yaşattıklarıyla veya yaşayamadıklarıyla
  3. biraz yaşanmışlık diyorum ben de.
    bir de bâzen hüzün, bâzen sevinç.
    özlem, yalnızlık. değişir.
    içinde birikenlerle sayfalar doldursun. yeri gelir hiçliğin ortasında hissedersin, hayaller kurar, onları tasvir edersin.
  4. yaşayışının yetmezliğiyle yazar, diyeceğim; o zaman yazılanlardaki bu yoğunluk nereden geliyor? yetmezliğin yoğunluğu diyeceğim; bu sefer yaşadığını zanneden ve sadece bu zannı yitirmemek için didindiğini fark etmeyen bir avuç insanın (sözüm meclisten dışarı abilerim ablalarım :) bu yazdığımı okuduktan sonra kendisine devşireceği kibri düşünüp tiksiniyorum. hayır zaten "yaşamadığıyla yazar." demiş silmişim. insan işte, galiba, memnun olmadığı cevaplarıyla yazar.
  5. beyin arkadaşlar beyin. saffet murat tura’dan madde ve mana’yı öneriyorum. düşünme üzerine güzel düşünceler.
    sezgi
  6. kalemle, klavyeyle...
  7. insan yüreğinden taşanları söylediğine göre, kendisine fazla gelen düşüncelerdir yazısının kaynağı. bu sebeple belirli bir birikime sahip olmayanların yazım gücü pek de kuvvetli değildir.

    fakat bu potansiyeli yazıya dönüştürebilmek için kalem, fırça, klavye, bazen bir çubuk kullanır insan. lakin bu da yetmez, çünkü havaya yazdıklarımız görünmez. bu sebeple insanlar tarih boyunca kum, kaplumbağa kabuğu, papirüs gibi araçlar geliştirmiş ve en sonunda ideal bir kağıda ulaşabilmişlerdir. tabii zaman ilerledikçe belki sadece tabletimsi aletlere yazacağız ve kurşun kalem, tükenmez kalem gibi yazı araçları tarih olacak...