1. çünkü;

    'savaş, barıştır; özgürlük, tutsaklıktır; bilgisizlik, güçtür'

    (bkz: 1984 - george orwell)
  2. efenim, insanların savaşa gitmesinin üç tane sebebi vardır.bunlarda birincisi paradır.osmanlı'da ii.mahmud'un asakir-i mansure-i muhammediyye ordusunu kurmadan önce savaşmak için en geçerli sebeb servettir.klasik dönem osmanlı ordusunun en maddi unsuru budur.ii.mahmud'dan sonra zaten modern, batı tarzı bir ordu kurulmuş, fransız ihtilali ile birlikte türklük dediğimiz şey insanların kafasında yer etmeye başlamıştır.ilk milli ordumuzun kuruluşu da bu sebeple ii.mahmud dönemine denk gelir.yine bakınız zorunlu askerlik bu dönemde ortaya çıkmıştır.askerlik için ''vatani hizmet'' denilmiştir.

    ikincisi ise millet sevgisidir.yalnız buradaki millet, türk milleti değildir.zira türk milleti diye bir anlayış çok gelişmemiştir kaldı ki imparatorluk anlayışına terstir.milletten kastımız islam dünyasının neferleridir.yani millet sevgisi eşittir din sevgisidir.

    üçüncü ve sonuncusu ise geride kalanları koruma düşüncesidir.savaşa giderken ki en ilkel ve insancıl davranış budur.
  3. savaş insanın doğal bir parçası değildir.

    avlanma yeteneğini kazanmış ilkel örgütlenmelerde yaşam alanlarının ya da av alanlarının güvenliğini sağlamak, yeni yaşam alanı açmak için alternatifi olmayan tek çözüm gibi görüldüğü zamanların üstünden binlerce yıl geçmiştir.

    meşru müdafaa kapsamında olan savaş - ki savaşın başlatıcısı olmaz- haricindeki savaşlar bir şekilde sömürüye hizmet eden araçtır. savaş amaç değil, araçtır. 1815 sonrası 100 yıla yakın savaşsız geçen dönem ile uluslararası ekonomik dengelerin bozulmaya başladığında ortaya çıkan savaşlar buna örnektir.

    ülke yönetimine yön veren küçük ama güçlü (insani değerler anlamında değil tabi) güruhun kararıyla oluşabilecek kadar ve sonucunda milyonlarca insanın ölebileceği kadar anlamsızdır.

    öyle değil mi bir bakarsınız beraber yatlarda tatil yapılır bir bakarsınız isimler değişir savaş tamtamları çalar. 2.dünya savaşında alman askerini leningrad'a sürükleyen motivasyon nedir, şüphesiz ki vatanına hizmet ettiğini sanarak öldü ama gerçekte öyle miydi? çiftliğinde karısını çocuğunu bırakan o adamın doğalının bir parçası mıdır binlerce km ötede alakasız belki olduğunu bile bilmediği bir yerde ölmek.

    not : alman askeri örneği meşru müdafaa kapsamında olmayan bir savaşa dair örnek verebilmek için seçilmiştir.
  4. "top, onlar için gürültüden ibaretti. işte bu yüzden savaşlar sürüp gidebiliyor. o savaşın içindekiler bile, savaşırken onu imgeleyemiyorlar. karınlarına kurşunu yemişken bile yoldan geçerken “hâlâ işe yarar” buldukları eski sandaletleri yerden toplamaya devam edebilirlerdi. çayırda yan yatmış koyun da böyledir işte, bir yandan can çekişir bir yandan otlanmaya devam eder. insanların çoğu ancak son anda ölürler; kimileri ise yirmi yıl öncesinden, hatta daha bile erken başlarlar bu işe. onlar işte dünyanın düşkünleridir."

    "bu albay anlaşılan tam bir canavardı! artık bundan emindim, bir köpekten bile beterdi, kendi ölümünü imgelemekten âcizdi! aynı zamanda bir başka gerçeğe daha vâkıf olmaktaydım, ordumuzda onun gibi nice yiğitler vardı ola ki, tabii karşı ordu da herhalde bizimkinden aşağı kalmıyordu. kim bilir sayıları ne kadar da çoktu? toplam bir, iki, belki de birkaç milyon? o andan itibaren korkum paniğe dönüştü. böyle yaratıklar olduğu sürece, bu korkunç saçmalık sonsuza dek devam edebilirdi..."

    "sonuçta savaş dediğiniz şey, anlamadığınız ne varsa odur."
    (bkz: gecenin sonuna yolculuk - louis ferdinand celine)
  5. (bkz: let's have a war - a perfect circle)

    "let's have a war,
    so you can go and die,
    let's have a war,
    we could all use the money,
    let's have a war,
    we need the space,
    let's have a war,
    clean out this place"