1. bu duruma yol açan etkenin toplumu tanımamak olduğunu düşünüyorum. aslında en büyük sorun, bu tanımamaya eşlik eden varsayımlar dünyası. yani senin kampından olmayanlar için tahayyül ettiğin kafa yapısı. esasında bu kamp ile gerçek dünyadaki etkileşimin o kadar az ki, bu insanların düşünceleri ile ilgili varsayımlarının neredeyse hepsi i) kendi kampına ait basın yayın organlarında okuduğun abartılı propagandist haberlerden ii) yandaş basın denilen güruhun ürettiği saçma sapan fantezilerden iii) internette karşılaştığın trollerinin sayıklamalarından (her iki kampa ait) iv) ve çocukuğunda sana anlatılan olay ve hikayelerin tortularından ibaret.

    öyle bir şey yapıyorsun ki, hiç tanımadığın bu güruh içerisinden çıkan üç veya beş (veya üç bin veya beş bin) kendini bilmezin yaptıklarını ve söylediklerini esas alarak tüm bir kitleye ithamda bulunuyorsun. sanki tüm akp'liler çocuk istismarcısı, sanki hepsi 13 yaşındaki kızlara halleniyorlar veya hallenenleri normal karşılıyorlar, hepsi hırsızlığın ve yolsuzluğun gerektiği yerde hak olabileceğini düşünüyor ve sanki hepsi karılarını dövüyor.

    böyle bir şey yok tabi, sen de biliyorsun bunu. yaptığın 'toptancılığın' politika üretmek, içindeki kızgınlığı dışarı dökmek ve yandaş kazanmak için elverişli olabileceğini kabul ederim. ancak ne yazık ki pratikte sadece bir kişinin işine yarıyor: iktidarın.

    bildiğin üzere mevcut iktidar partimiz kendine has mantık örgüleri ve ikna mekanizmaları sayesinde toplumu ayrıştırma konusunda esaslı bir tecrübeye kavuşmuş durumda. hatta bir süredir bu işin kolayını da buldular. tulumbaya can suyunu bir kez verdikten sonra iki kamp arasında ortaya çıkan düşünsel çatışma ortamında tulumbanın suyu bir süre sonra kendiliğinden akmaya başlıyor çünkü her cenahta yer alan bilenmiş özneler bu çatışma ve ayrışmayı otomatik olarak derinleştiren bir işlev görüyorlar. sen de bunlardan birisin işte. her çomar dediğinde, iktidar partisinin sürdürmeye can attığı ayrışmayı bir kademe daha derinleştiriyorsun. hakaret ettiğin cenahta kendilerini gören insanlar, homojen bir fikir ve duygu birliği içinde olmasalar bile, daha da kenetleniyorlar. iktidar partisi ne yapıyor? kurtarıcı melek gibi bu kitleyi senin gazabından ve hakaretlerinden koruma rolüne bürünüyor.

    şurada paylaşmıştım: "...türkiye’deki bu yeni rejimin en büyük felaketlerinden biri insanları kendi gibi bildiği dışındaki kimseyi dinlemez, duymaz, giderek insandan saymaz hale getiren bir basınç yaratmış olması. muktedir ideolojinin en önemli aletlerinden biri bu..."

    insanlara çomar demeni gerektirdiğini düşündüğün konularla ilgili yapabileceğin çok daha yapıcı şeyler var oysa ki.