1. satırlar arasından gezinirken kolaylıkla yapılabilen bir şeydir. william saroyan, anton çehov, barış bıçakçı ilk aklıma gelenler. sokağa çıkınca işin rengi biraz değişir halbuki. her neyse, enseyi karartmayalım da barış bıçakçı'ya kulak verelim:

    "hadi size bir genelleme daha, bir insanı anlamak için onu sevmek gerekir. peki ama sevmek için ne gerekir? işte tam bu noktada nedensizliğin arsız kuşları üzerinize pisler. ciddiyim, bir de bakmışsınız, seviyorsunuz. biri çıkar karşınıza, balkon yıkamanın çok güzel bir şey olduğunu söyler, seversiniz. bir başkası çıkar, çocukluğundan beri bir gülümsemenin dudaklardan, yüzden nasıl silindiğini takip ettiğini söyler, seversiniz. bütün çocukların okuldan koşarak çıktığını fark edip etmediğini sorduğunuzda, "evet, üstelik kışın, paltolarını giymeden yalnızca kapşonlarını başlarına geçirip öyle koşarlar." yanıtını veren genç bir kadını, güzel domates kesen orta yaşlı bir adamı, oktay rifat'ın "bir uykuda"(*:bir uykuda - oktay rifat) şiirini çok seven birini, ispirto ocağını cezvesini ve fincanını yanından ayırmayan bir kahve tiryakisini, kızının saçlarını tarayan bir babayı, "bal kavanozu" diyemeyip "bal kavanözü" diyen bir anneyi, herkesi herkesi sevebilirsiniz. insan sevilecek bir canlıdır. gezegenimizdeki en güzel şeydir." (*:veciz sözler - barış bıçakçı)
  2. hem onlardan nefret etmenize hem de çok sevmenize sebep olacak şeyler yapabilen tek canlı türü sanırım.

    tam en nefret ettiğiniz anda birileri tüm iyiliği ile karşınıza çıkıyor ve elinizden onları sevmekten başka bir şey gelmiyor.
  3. "sevmenin pek az çeşidi vardır gönül raflarında. birini ya da bir şeyi seversiniz ya da çok seversiniz. ama iş sevememeye gelince sonsuz seçenek vardır önünüzde. ister sinir olursunuz, gıcık olursunuz, iğrenirsiniz, tiksinirsiniz, hatta sık sık nefret edersiniz. ne yazık... ne yazık insan sevmeme çeşitlerine harcıyor mesaisinin çoğunu. oysa sevin dedi tanrı, adı sevgili olanlar bile karşılık istiyor kalbinin atış hızına. ben seni seviyorum ama dur bakalım sen de beni benim seni sevdiğim kadar seviyor musun? oysa sevin dedi tanrı. önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe, karşılık istemeden pazarlıksız sevin sizi seveni de sevmeyeni de. oysa sevin dedi tanrı. önce sizi sevmeyenlerden başlayın işe, karşılık istemeden pazarlıksız sevin sizi seveni de sevmeyeni de." ^:bana bir şeyhler oluyor - yılmaz erdoğan^
  4. insanları seven, daha doğrusu sevmeye çalışan insanlar mutlu görünür.
    çünkü insanın sevilecek hiç bir yanı olmayışı sebebiyle tiksinti duygusunun yüzde oluşturduğu gergin tebessüm ile, sevebilirsem katlanabilir hatta bunu kendi çıkarıma kullanabilirim düşüncesini vermiş olduğu çakal sırıtışının sentezini suratlarında taşırlar.
  5. seni anlamasınlar dinlemesinler en güzeli de seni anlamaya çalışmasınlar sen sev onları çünkü bizi bize bıraktılar sev insanları hiç acı yokmuş gibi sev çünkü bizi biz yaptılar unut bütün kötülükleri sev onları çünkü ruhumuzu birbirine karıştırdılar sen görme iğrençlikleri sev onları çünkü seni çok seviyorum.
  6. kendini sevmek için gerekmese, kimse yapmazdı eminim.
  7. ne zaman sevsem kırıldım. şuan bile paramparçayım.
  8. hayvanları sevmekten daha zordur.

    insan çoğunlukla karmaşık, yalancı ve düzenbazdır, hayvanda böyle şeyler olmaz. hayvan direkttir, insan endirekt. hiç direkt ile endirekt bir olur mu?
  9. bir tecavüzcüyü sevebilir misiniz? ya da bir dolandırıcıyı peki yolsuzluk yapan birini, bir katili bunlarda insan ama pek sevilecek bir yanları yok. gerçekten iyi insanlar çok azken nasıl insanları sevebiliriz ki insanlar bu kadar çıkarcı, yalancıyken onları sevmek bayağı uğraş veren bir iş olmalı.zor bir eylem.