1. kendisiyle dolaylı da olsa ilgili bir anım var:

    kadıköy metroda öğlen saati okula gitmek üzere bulunuyordum. koridorda gitar, çello ve kemandan oluşan bir grup klasik müzik çalıyor, çok da güzel çalıyorlar. benim de vaktim vardı geçtim yanlarına dinlemeye başladım. bir de ne zaman böyle sokak çalgıcısı görsem hep neyle onlara eşlik etmek geliyor içimden ama işte çala çala şol cennetin ırmakları'nı çalabildiğim için mümkün olmuyor. çok yanlış enstrümana girdim çok.

    neyse ben böyle güzel müzik eşliğinde saçma hayallere dalmışken, 25-30 yaş arası bir adam geldi. sevgilisiyle tanışma yıldönümleri miymiş, kızın doğum günü müymüş neymiş grubu kızın olduğu yere götürüp, kıza serenat yapmak istediğini söyledi. aralarında şöyle bir diyalog geçti:

    - gelseniz, sevgilimin yanında birkaç parça çalsanız...
    -abi orası çok uzak gelemeyiz, buradan okula gitmemiz lazım. (marmara kons. öğrencileriymiş)
    -ya ama işte onun doğum günü ona böyle bir sürpriz yapmak istiyorum.
    -abi tamam ama gelemeyiz mümkün değil. bak istersen burada iyi ki doğdun müziği çalalım, sen de müziğin sonunda seni seviyorum falan dersin yine güzel olur.
    -ya peki bizim şarkımızı çalsanız? bu şarkı kalbimin tek sahibine (tek sizin şarkınız zaten)
    -abi bizden onu çalmamızı isteme, çalamayız.
    -niye notaları falan mı yok, çok mu zor şarkı?
    -he hee evet abi çok zor, çalamıyoruz onu.
    -hıı tamam o zaman yaa...


    ahahaaa :)) koptum orada lan :dd adamlar vivaldi çalıyor orada sen gelmiş irem derici çal diyorsun. :dd gitarcı arkadaşın "hıı çok zor ondan çalamayız!" deyişi gözümün önünden gitmiyor. :))

    bu arada elemanın şarjı da bitmişti videoyu da ben çekip gönderdim whatsapp'tan.

    o kadar zahmetin üstüne evlenip mutlu olsunlar bari. :)