1. büyük şehirlerde yaşayanların içinde bulunduğu ikilem.

    basit bir örneği hayatımdan vereyim;

    mecidiyeköy çevresinde boktan evlerde fahiş fiyatlarla ve her an gasp edilme korkusuyla yaşayıp işe maksimum 15- 20 dk yürüyerek ulaşmak mı yoksa beylikdüzü,avcılar tarafında düzgün bir evde ucuz ve huzurlu (*:mecidiyeköy taraflarına nispeten) bir şekilde yaşayıp ömür törpüsü metrobüsle minimum 1 saat yol çekmek mi ?

    (bkz: insanın fakir olduğunu anladığı an)

    edit : mecidiyeköyde gasp olayının gerçekleşmesi ihtimali kafaları karıştırmış sanırım. merak eden youserlar akşam saat 10 dan sonra trump avm'den aşağı doğru hafif kuştepe taraflarına yönelerek tatmin edici seviyelerde yaşayabileceklerdir bu durumu.

    edit 2 : işe çok uzak olmayan orta halli bir eve taşınarak kurtulduğum ikilem.
    atom
  2. bi noktadan sonra daha iyi yaşam standartları için para kazandığımızı düşünürsek ki öyle; amaç ev araç iş olur. işin uzak olması durumu ev konforundan ödün verilmemesi gereken bir noktadır, rahatlama mekanıdır sonuçta. nerden mi biliyorum hergün 1,5 saat okula gidiyorum, daha işim bile yokken ev için verdiğim ödünlere bak youreads.

    edit: imla
  3. güzel evin bulunduğu muhitte yeni bir işe girilerek kurtulunabilecek ikilem.
  4. ev lan bu, boru degil. tamamen size ait icinde yaptiginiz seylerin sadece sizi ilgilendirdigi bir yer. huzur ve konfordan odun vermeye ne gerek var bu konuda


    zülfiyare dokunmuş editi: geberin lan hamam bocekli evlerin koselerinde.
  5. işim sarıyer'de ve burada oturmak istiyorum... tabii kiralar malum seviyelerde, hatta dolarla, euro ile bile kira alan var...
    bir de pendik, kurtköy, ümraniye; beylikdüzü, avcılar, bahçeşehir gibi semtlerde havuzlu, jakuzili vs. evler çok uygun fiyatlarda...
    yolda geçen süre ve yol parası düşünülünce insan tereddütte kalıyor.,.
  6. işe yakın kötü evin her türlü kazanacağı karşılaştırma.

    8-18 çalışan bir insan zaten evi otel niyetine kullanıyor. çeşitli değişikliklerle ev kötü bile olsa, kendine uygun hale getirebilir kişi. ancak ev güzel olsa bile ulaşmak için yollarda çok zaman harcanacağından akıl işi olmayacaktır.
  7. "ne çektin kızım bee!" derim yıllar yılı.. zira iş tecrübemden çok yol ve araç tecrübem vardır desem yalan olmaz. ne kazalar atlatmadık biz günde 4 en az dört saat süren yolculuklar sonucu; ne felaketlerden dönmedik ev ve iş arasında gelip gitmelerde.

    yıllar yılı çalıştığım yerden ayrılmak istememin önemli sebeplerinden biridir bu aradaki mesafe. hele mesaiye kaldığınız akşamlarda, karda-kışta. işimin olduğu yerde ise ev sahibi olmak akıl karı değil. hali hazırda evime yakın tersaneler, sanayi bölgeleri vs varken şansı eve doğru olarak kaydırmak istiyorum.

    ayaklarınızda hal kalmaz, dizleriniz sizi taşımaz. kendinize vakit ayıramazsınız, en basiti bir spora dahi.. yolda canınız çıkmışken nasıl spor yapmaktan söz edilebilir ki? mesaisiz günlerde 17.30 da çıktığım işimden, evime 20.00 ve sonrası geliyorsam ben neden yaşıyorum, ne için yaşıyorum sorularını sordurdu şu yaşımda bana..

    zor bir süreç beni bekler.
  8. işe yakın kötü ev her zaman kazanır.
  9. işten döndükten sonra girdiğiniz güzel ev yol yorgunluğunu üzerinizden atmanıza yardımcı olacaktır.
    kötü evle ise sürekli uğraşmak zorunda kalacaksınız, orasında burasında sıkıntı çıkacak tamir gerekecek bilmem ne.
    işe uzak ama güzel ev tercihimdir.
  10. sabah 06:30'da evden çıkıp akşam 20:00'da eve ulaşan biri olarak cevabım tabi ki işe yakın kötü ev.

    mesai 08:30'da başlıyor ve 18:00'de bitiyor. 4 saatim hiç oluyor. bir şekilde değerlendirebilmek isterdim.